Fatma Turgut’la yeni albümünü ve daha fazlasını konuşmak üzere
bahar yağmurunun eşlik ettiği bir akşamüstü, Teşvikiye’de bir sokak kahvesinde
bir araya geldik. Sohbetimiz boyunca sık sık “Albüm bir an önce çıksın,
insanlar dinlesin istiyorum,” demesi boşuna değildi. Adeta ilk albümü piyasaya
çıkacak genç bir müzisyen gibi gözle görülebilir bir biçimde heyecanlıydı.
fatma turgut etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
fatma turgut etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Can Baydar – “Ömür Dedikleri”
Yakın geçmişte Türkçe “rock” müziğin kazandığı en iyi
gruplardan biriydi Gece. 2008’de yayımlanan ilk albümü “İçinde saklı” ile
tanıdığımız gece, sonrasında 3 albüm daha yaptı ve son olarak 2017’de “Tik Tak”
45’liğini yayımladı. Bir süre önce ise Gece’nin çalışmalarına ara verdiğini
öğrendik. Daha doğrusu grubun solisti Can Baydar şöyle bir açıklama yaptı: “Gece’ye
ne oldu derseniz, aramız gayet iyi, kimsenin aklına kırgınlıklar ve üzücü
şeyler gelmesin. Ama bir süre daha aktif olmayacağını söylemek mümkün.”
Bu cümleler Gece’nin dağılıp dağılmadığı konusunu havada
bıraksa da aynı açıklamada Can Baydar’ın ilk solo çalışmalarının hazırlıkları
içinde olduğu bilgisi de vardı. Nitekim Baydar’ın ilk solo teklisi de
geçtiğimiz günlerde Avrupa Müzik etiketiyle yayımlandı. “Ömür Dedikleri” ismini
taşıyan şarkının söz ve müziği Can Baydar’a ait, düzenleme ise Harun Tekin ve
Efe Demiral tarafından yapılmış. Şarkıda ayrıca Fatma Turgut’un vokali de var
ki özellikle düzenlemeye ve o eski stil bir tat veren vokallere ilk dinleyişte
tav olduğumu söylemeliyim.
Can Baydar Gece’nin C’si olmasının yanı sıra, solistiydi
evet ama aynı zamanda da şarkı yazarıydı. Haliyle “Ne değişti?” diye sorulabilir.
Baydar’ın en azından bu şarkısında duyduğumuz “sound”, Gece’nin özellikle son
albümünde duyduğumuz “sound”dan daha “soft”, onu söyleyebilirim. Yine de bu
şarkıdan yola çıkarak Can Baydar’ın solo kariyerinde nasıl bir yoldan gideceğine
dair tespitte bulunmak doğru olmaz. “Ömür Dedikleri”, iyi yazılmış, çalınmış ve
söylenmiş bir şarkı. Zaten Can Baydar cephesinden gelecek herhangi bir şarkının
bizi hayal kırıklığına uğratmayacağına dair, Gece kariyeriyle tescillenmiş bir
ön kabul var cebimizde, onu da söylemem lazım.
DEVAMI GELMELİ
(17 Eylül 2018 tarihinde Milliyet Sanat dergisi internet sitesinde yayımlanmıştır.)
Öyle bir albüm hayal ettim ki bir an… “Bu Havada Gidilmez”i Barış Manço, “Erkekler de Yanar”ı Erkin Koray, “Göç”ü Mazhar-Fuat-Özkan, “Nazlı Ay”ı Selda Bağcan, “Gidelim Buralardan”ı Kayahan söylüyormuş mesela… Ne güzel hayal… Ama boşa değil. Nazan Öncel şarkıları hepsinden izler sürmüş, bal toplamış meğer. Şimdiye dek Öncel’in sesi ve şarkı söyleme biçimi o kadar baskın çıkmış ki bunu bu kadar açık ve net fark edememişiz. “Ve Nazan Öncel Şarkıları” albümü bana her şeyden önce bunu anlattı. O şarkıları neden bu kadar sevdiğime dair yeni bir ipucu buldum.
Öncel’in tamamı yeni şarkılardan oluşan “Durum Şarkıları” albümünün üzerinden henüz kısa bir zaman geçmişti ki geçtiğimiz günlerde “Nazan Öncel Şarkıları” isimli saygı (ya da proje) albümü DMC etiketiyle piyasaya sürüldü. İyi de oldu zira büyük bir kısmı Nazan Öncel’den başkasının sesine değmemiş, orijinal versiyonları ise düzenlemelerin yapıldığı dönemin müzikal anlayışında yıllanmış bu şarkıların bugüne, bugünün sesleri ile güncellenmesi zamanın gereğiydi artık. Her proje albümü gibi riskini de içinde barındıran bu çalışma, o riski bertaraf edebilmiş de üstelik.
Bugüne dek müziğine hep uzak durduğum Manuş Baba’nın “Bu Havada Gidilmez” yorumuna ve özellikle de düzenlemesine bayıldığımı söyleyeyim en başta. Benzer şekilde yine pek semtine uğramadığım Koray Avcı’nın İskender Paydaş tarafından düzenlenmiş “Erkekler de Yanar” versiyonu da şarkının hakkını vermiş. Her iki düzenleme de bu iki şarkıyı ‘70’lere (daha doğrusu ‘70’ler “sound”unun bugünlerde tekrar moda olmuş seslerine) doğru yürütürken çok sıcak bir damar yakalamayı başarmış.
Gökhan Türkmen’in GT Band ile birlikte düzenleyip seslendirdiği “Nazınla Dünya Sazınla Dünya” ve İskender Paydaş düzenlemesiyle Fatma Turgut’un seslendirdiği “Zor Dünya”, bugünün müziğinde de kendine alan açabilecek, yeniden keşfedilebilecek kadar kulak dolduruyorlar.
Nazan Öncel “Bırak Seveyim”i sanki aslında Hayko Cepkin için yazmış da Cepkin Hakan Kurşun’la beraber şarkıyı düzenleyip bugün anca söyleyebilmiş gibi. Çağan Irmak, Çiğdem Erken ve Erim Akman’ın birlikte düzenlediği “Göç”ü öyle içten sevmiş belli ki adeta o kalp sızlatan hikâyelerinden birini yazmış da filmini çekivermiş oracıkta şarkıyı söylerken.
“Aynı Nakarat” gibi her satırı buram buram ‘90’lar tüten bir şarkı ancak (Onur Aşar ve Caner Özgür’ün düzenlemesiyle) Eypio’nun yaptığı gibi bugünlere taşınabilirdi. Buna karşın Ozan Çolakoğlu “Yalnızlar Treni”ni bir on yıl kadar önce düzenlemiş, Tarkan da o zamanlar söylemiş gibi. Belli ki Tarkan hem şarkı seçiminde hem de seçilen şarkının yeni düzenlemesinde yine sıfır risk hesabı yapmış. Açıkçası Sezen Aksu’dan da Nazan Öncel’le benzeştikleri yerden değil, ayrıştıkları yerden bir şarkı duymayı isterdim. Zira “Gitme Kal Bu Şehirde”, İskender Paydaş’ın şarkıyı güncelleyen düzenlemesine rağmen Sezen Aksu’nun sesinden daha dinlemeden duyulabilecek bir şarkı. Aynı cümleler kelimesi kelimesine Sıla’nın İskender Paydaş düzenlemesiyle seslendirdiği “Beni Hatırla” için de kurulabilir. Bir yandan doğru seçim diye düşünüyor ama öte yandan heyecan duymuyorsunuz dinlediğinizden.
Nazan Öncel’in alaycı, asi ve sert “Sokak Kızı” ise Can Güngör’ün düzenlemesi ve Ceyl’an Ertem’in yorumuyla daha acılı, daha içine kapanık ve daha karanlık bir hale bürünmüş.
Albümün bir de sürprizi var. Nazan Öncel’in ablası Neylan Okan, kardeşinin “Nazlı Ay” adlı şarkısını Janti’nin (Hamit Ündaş) düzenlemesiyle seslendiriyor. Nazan Öncel’in tınısını hatırlatmakla birlikte kendine has bir karakteristiği de olan Okan’ın sesi albüme bir kardeşlik nişanesi bırakıyor.
İyisi, daha az iyisi, eh işte idare ederiyle albüm Nazan Öncel şarkılarının tadını damakta bırakarak bitiyor. Daha fazlasını dinlemek istiyor, geçmiş Öncel albümlerine sardırıyorsunuz bir kez daha. Duydum ki bu projenin devamı gelecekmiş. Bence de gelmeli. Çünkü sırada yeniden seslendirilmeyi bekleyen daha çok ama pek çok şarkı var.
EYLÜL 2018
Fatma Turgut – “Bir
Varmış Bir Yokmuş”
Model dağıldıktan sonra sallantılı bir dönem geçiren, aslına
bakarsanız o zamandan bu zamana cepten yiyen Fatma Turgut, ilk solo albümü “Elimde
Dünya”nın habercisi “Bir Varmış Bir Yokmuş” adlı teklisini geçtiğimiz günlerde
Avrupa Müzik etiketiyle piyasaya sürdü.
Şarkının söz ve müziği Can Bonomo’ya ait. Düzenleme ise Barış
Ertunç, Hüseyin Deniz ve Ozan İnam tarafından yapılmış.
Can Bonomo çok karakteristik ve kendine has şarkılar yazan
bir şarkı yazarı ama doğrusu bu ya ben bile şarkıyı ilk duyduğumda bunun bir Bonomo
şarkısı olduğunu kestiremedim. Yani Fatma Turgut etkisi, Can Bonomo etkisinin
üzerine çıkmış ki iyi olmuş. Dahası Model etkisinden de sıyrılmış bir Fatma
Turgut duydum ben şu şarkıda. Daha olgun ve kendi yolunu ayırmış bir Fatma
Turgut var karşımızda ki muhtemelen albüm de bu minvalde olacaktır.
(9 Şubat 2018 tarihinde www.hayatmuzik.com 'da yayımlanmıştır.)
Fatma Turgut’un önünde iki yol var: Ya ömür boyu Model’in solisti olarak hatırlanacak ya da Model solistliği onun sadece ilk yıllarına ait bir bilgi olarak kariyerine yazılacak. Model ve Fatma Turgut ayrılalı epey oldu gerçi ama bu yol ayrımı yavaş yavaş, şimdilerde belirginleşiyor. Zira bir önceki solo teklisinde söz ve müziği Demir Demirkan’ın yanı sıra Model’in beyni Can Temiz’in de imzasını taşıyan bir şarkı seslendirmişti yine. Geçtiğimiz günlerde piyasaya çıkan yeni şarkısı “Aşk Tadında”yı ise bu defa Demir Demirkan’la birlikte Fatma Turgut yazmış.
Şarkıyı ilk dinlediğimde ne kadar da hesaplı kitaplı, her cümlesi, her notası ticari kafayla yerine yerleştirilmiş diye düşünmüştüm. Çok safmışım zira bu zaten bir reklam şarkısı imiş, sonradan öğrendim. Haliyle de bu şarkıyı bir ürün yerleştirme malzemesi olarak düşünüp çok da ciddiye almamak lazım.
Yanlış anlaşılmasın, ürün yerleştirirken ürünün üzerine çıkmış, tek başına şarkı olarak kendini kabul ettirmiş şarkılar da var, Kenan Doğulu’nun “Aşk İle Yap”ı gibi. Ama oradan bakacak olursak “Aşk Tadında”nın ne kendi janrındaki şarkılar arasında ne de Fatma Turgut kariyerinde bir kıymeti olacağını düşünmüyorum. Zira Turgut’u başta bahsettiğim iki yoldan birincisine doğru götürmekle kalmıyor, orta halli bir Model şarkısının ortanın altında kalmış bir kopyası olmaktan öteye geçemiyor.
“Büyük büyük” “rocker”larımızdan küçük küçük şarkılar dinlemekten gına geldi, bunu da söylemezsem çatlarım.
ŞUBAT 2018
(20 Mayıs 2016 tarihinde www.hayatmuzik.com 'da yayımlanmıştır.)
Teoman ve Yalın’a sahnede bas çalarak ve vokal yaparak eşlik eden Ayşegül İnci 2013 yılında ilk albümü “Zamanı Tamir Eden Adam”la adından söz ettirmişti. Ayşegül İnci, üç yıllık bir aradan sonra yeni teklisi “Seni Görmemem Lazım”ı Pasaj Müzik etiketiyle yayımladı. Şarkının söz ve müziği Ayşegül İnci’ye, düzenlemesi ise Koray Erkan’a ait.
Ayşegül İnci’nin ilk albümünü yazdığımda şu cümleleri sarf etmişim: “Nicedir Türkçe “rock” müzikte vokal tekniği hep birbirini andıran kadın sesler duyuyoruz. Hatta buradan yola çıksak, “Şebnem Ferah’a benzeyenler” ve “Fatma Turgut’a benzeyenler” diye iki kategori yaratmak mümkün; bir üçüncüsü neredeyse yok. Yer yer kafa seslerini kullanmaları ortak özellikleri olsa da, Şebnem Ferahgillerde daha yırtıcı, daha dominant bir tutum, Fatma Turgutgillerde ise daha edilgen, daha içli ve “tiki genç kız” telaffuzu temel özellikler olarak ayırt edilebiliyor. Sıkıcı mı? Evet! Ama gerçek bu.
Sadece bu yukarıdaki genelleme bile Ayşegül İnci’nin bu ilk albümüne kulak kabartmak için yeterli sebep olabilir. Zira Ayşegül İnci bu iki kategorinin dışında durmayı başaran açık, net ve temiz vokal tekniğiyle dikkat çekiyor öncelikle. Elbette “rock” müzik kadın şarkıcıları için artık bir dünya standardı haline gelen kafa seslerini o da kullanıyor ama en azından yerinde ve dozunda. Hatta biraz da abartmak gerekirse, şarkılarda ne dediğinin anlaşılıyor olmasının dinleyici için büyük lüks olduğu bile söylenebilir.”
Nitekim bu yeni şarkısında da bu yazdıklarımı doğruluyor Ayşegül ve hatta ileri de götürüyor. Şarkı yazarı olarak, çok naif, çok dokunaklı bir şarkı yakalamış ve şarkıyı aynı naiflikte bir yorumla seslendirmiş. Tam tabiriyle içinize oturuyor şarkının sözleri. Düzenleme de son derece yerli yerinde; ne çok gürültülü ne de arabesk/alaturka sularına giriyor. Şarkının klibi ise Gökçe tarafından çekilmiş.
Yakın dönemde yayımlanmış ve kesinlikle ıskalanmaması gereken şarkıların başında geliyor “Seni Görmemem Lazım”. Dinleyin, dinlettirin.
MAYIS 2016
(15 Nisan 2016 tarihinde www.hayatmuzik.com 'da yayımlanmıştır.)
Model’in son albümü “Levlâ’nın Hikayesi”nin üzerinden üç yıla yakın zaman geçmiş. Bu cümleyi yazmak için arşive tekrar bir dönüp baktım, acaba yanılıyor muyum diye. Zira o geçen zamanı ben kendi adıma asla fark etmedim. Model sanki hep gündemdeydi, hep ortalardaydı bu süre zarfında. Hatta daha dört ay önce albümden “Sarı Kurdeleler”e klip çekmişlerdi. Bir de ya Fatma Turgut solist olarak başka işlerde ya da Can Temiz besteci olarak başka albümlerde görünmüştü. Film müziği filan da yaptılar ayrıca değil mi? Şimdi tek tek toparlayamayacağım hepsini. Ama zaman bunu gerektiriyor galiba artık. Görünürlüğü, devamlılığı aksatmaya gelmiyor; hep ortalarda olmak icap ediyor.
Model’in yeni teklisi “Mey”, geçtiğimiz günlerde DMC etiketiyle piyasaya sürüldü. Grup, şarkıyı şöyle anlatmış: “Belki de ilk defa bu kadar pozitif duyguların hâkim olduğu bir şarkı yaptık. Bu kez ayrılıktan değil, âşık olmanın ve sevmenin coşkusundan bahsettik.“ (Kocan Kadar Konuş filmi için yaptığınız “Pandalar” da aynı temadaydı, o yüzden ilk defa sayılmaz.)
“Şarkının klibi de diğer kliplerimize göre daha aydınlık ve sıcak renklerin kullanıldığı bir video oldu.” (Bak bu çok doğru. Her ne kadar çok kostümler, saçlar ve makyajlar açısından çok başarılı bir dönem klibi olduğu söylenemese de, klibin enerjisini ben çok sevdim. Fatma Turgut’un dans ediş biçimi bile tek başına retro tadı vermeye yetiyor ki klibin ister istemez hatırlattığı Unutursam Fısılda filmindeki Farah Zeynep Abdullah danslarından çok daha inandırıcı.)
“Eskiden şarkıları yaparken bilgisayar başında çok vakit geçirirdik. Bu şarkı grup olarak stüdyoya girip çala çala ortaya çıkardığımız bir şarkı oldu. Sound olarak da elektronik hiçbir şey kullanmak istemedik. Tamamen akustik ve sıcak tonlara odaklandık.” (Bu da pek iyi olmuş. Şarkının retro havası en çok buradan geliyor zaten.)
“Uzun zamandır da ortaya çıkarmak konusunda pek bonkör davranmadığımız alaturka bir tarafımızın da su yüzüne çıkmasına izin verdik. Şarkı aslında sonbaharda gelecek albümün tarzı hakkında da oldukça ipucu veriyor.” (Buna hiç itirazım olmaz zira Model’in Ölü Gelin imajından ve şarkılarından ikrah gelmemişti desem yalan olur. Alaturka ve hatta arabeskin bu biçimde kullanılmasından rahatsız olanlardan, “gerçek ‘rock’ bu değil” diye tepinenlerden değilim; iş ki sonu “ağlak”lığa, duygu sömürüsüne ve dahi sahtekârlığa varmasın.)
Sözün özü ben bu yeni biçim arayışını da, bu yeni formunu da sevdim Model’in. Müziğin bütünü içerisinde elbette tek başına yeni, daha önce yapılmamış bir şey olduğu söylenemez belki ama Model çizgisinde doğru bir hamle olacağı pek rahat söylenebilir.
NİSAN 2016
Daha önce Salt adlı grubuyla bir albüm yayımlayan Deha Özer, yoluna tek başına devam ediyor. Deha Özer, ’70 ve ‘80’lerde bir dolu şarkıda besteci ve söz yazarı olarak, bir dolu arabesk albümde de müzik yönetmeni olarak imzası bulunan ve 2007’de aramızdan ayrılan Özer Şenay’ın oğlu. Genlerinden gelen müzisyenlik, onun sadece şarkıcı olarak değil, şarkı yazarı ve aranjör olarak da karşımıza çıkmasıyla kendini gösteriyor.
Deha Özer’in dört şarkıdan oluşan mini albümü “Kalp Aşırı Seferler”, geçtiğimiz günlerde Talent Müzik etiketiyle yayımlandı. Albümün prodüktörlüğünü Can Temiz yapmış. Biliyorsunuz, Can Temiz Model grubunun hem beyni, hem de şarkılarının yazarı. Yine Model grubundan Fatma Turgut da Deha Özer’e vokal koçluğu yaparak destek vermiş. Şarkıların biri Deha Özer’e ait, diğer üçü ise Deha Özer ve Can Temiz’in ortak çalışmasıyla ortaya çıkmış. Düzenlemelerde de Deha Özer ve Can Temiz’in yanı sıra, Okan Işık ve Erim Arkman’ın imzalarını görüyoruz ki Okan Işık da yine Model grubundan.
Bu albüm, deha Özer’in Salt grubuyla yaptığı albümden hem müzikal anlamda çok farklı, hem de Deha Özer şarkıcı olarak çok farklı. O albümde standart Türkçe “rock” klişelerinden beslenen bir grup ve yeterince agresif ve sert olamayan ama olmaya çalışan bir solist olarak dinlediğimiz bir Deha Özer vardı. Bu albümde ise sesinin doğru tınladığı yeri bulmuş bir solist ve popa çok yakın duran “soft-rock” şarkılar var.
Hepsi çok melodik, kolay vuran, kulağa takılan şarkılar. Özellikle “Susma”da Model etkisi hissediliyor. “Cihangir Parkı” zaten ilk klip şarkısı oldu ki albümdeki en etkili şarkı da o. “Açık Yara”da Kenan Doğulu şarkılarının, “Aşk İçin Savaşalım”da ise Feridun Düzağaç şarkılarının (hayır; sadece “la la”dan dolayı değil) havası var.
Derli toplu, tertemiz, üzerinde özenle çalışılmış bir mini albüm bu. Deha Özer ismini belki bir çırpıda hafızlara kazıyacak kadar güçlü değil ama kariyer çizgisinin kilometre taşlarından biri olacak. Ben kendi adıma Özer’in bir sonraki işini merakla bekleyeceğim.
HAZİRAN 2015
Hakkımda
Yavuz Hakan Tok
Müzik Yazarı / Eleştirmen / Arşivci
Müzik Yazarı / Eleştirmen / Arşivci
2001 yılında Bir Zamanlar adlı internet sitesinde müzik yazıları yazmaya başladı. Yanı sıra yazıları, Zip İstanbul, Koara, İkinci Kanal, Caretta, Mezun Life, Popüler Tarih dergilerinde, Bugün gazetesi ve Milliyet gazetesinde yayımlandı.
Bu Hafta Çok Okunanlar
-
(Milliyet Sanat dergisi Şubat 2023 sayısında ve 5 Şubat 2023 tarihli Milliyet gazetesinde yayımlanmıştır.) 1997 yılında bir vesileyle Pre...
-
MABEL MATİZ - "FATİH" “Yahu bu ne? Bu zamanda 25 şarkılık albüm mü olur? Kim dinleyecek bunu?” “Şarkıların hepsi birbirine benz...
-
Nebahat Çehre tramplene çıkan basamaklardan birine oturdu. Ellerini de dizlerinin üzerinde kenetledi. Serçe parmağında altın bir halka ...
-
“Aman sakın ha şarkılarınızı noterden tasdikletmeden filanca kişiye dinletmeyin!”
-
YA SONRA DEMET?.. Demet Akalın onu yıllardır nasıl biliyorsak hâlâ öyle. Yine boş yapana postasını koyuyor, “geberesice” sevgilisin...
Arşivden
-
Yabancı Gelin Sonia, Türkiye'de nasıl ünlü bir sinema oyuncusu ve şarkıcı oldu?.. Yetmişlerde ona kim, neden açık çek verdi? Dillere...
-
ENBE ORKESTRASI - "SENDEN KIYMETLİ Mİ?" Bütün tartışmalara, eleştirilere rağmen popüler müzik piyasasında ENBE damgası vurulmuş ...
-
"Hani Peter Pan masalı gibi bir hayal dünyası vardır ya; orada kötülük yoktur, orada ihanet yoktur, orada acı çekilmez. Bizim şarkılar...
-
MABEL MATİZ - "FATİH" “Yahu bu ne? Bu zamanda 25 şarkılık albüm mü olur? Kim dinleyecek bunu?” “Şarkıların hepsi birbirine benz...
-
MUSTAFA BOZKURT – “YOL” Esinlenme, etkilenme, ilham alma, sanatın her dalında bir çıkış noktası olabilir. Önünde bir örneği, daha önce yap...