Günün Şarkısı 6 Haziran 2019


Nur Yoldaş – “Sâdâbâd”


Geçenlerde jüri üyesi olduğum Liselerarası Müzik Yarışması’nda finalist orkestralardan biri “Sultan-ı Yegâh”ı seslendirdi. Yarışmanın kitapçığına mor ve ötesi – “Sultan-ı Yegâh” yazılmıştı haliyle. Çünkü yeni nesil bu şarkıyı mor ve ötesi sayesinde tanıdı, her ne kadar Harun her yerde, her zaman şiirin Attila İlhan’a, bestenin Ergüder Yoldaş’a ait olduğunu üstüne basa basa söylüyor olsa da.


Ergüder Yoldaş’ın ismi hiç unutulmamalı, her daim gündemde tutulmalı. Çünkü sadece bir besteci değildi o; dört dörtlük bir müzisyen, bir müzik dâhisiydi. ‘80’lerde yaptığı işlere birazcık kulak vermek yeterli bunu görmek, anlamak için. Kaldı ki bir de popüler müzik sınırları dışında kalan eserleri var.


“Sâdâbâd” Ergüder Yoldaş tarafından Nedim’in meşhur şiirinden bestelenmiş ve Nur Yoldaş tarafından plağa okunmuştu ("meşhur" dedim çünkü bizim zamanımızda okul ders kitaplarında geçen, incelenen bir şiirdi, şimdi de var mı bilmem.) “Sultan-ı Yegâh” kısa sürede büyük bir “hit”e dönüşmüş, Nur ve Ergüder Yoldaş çiftinin her bir şarkısı en az “Sultan-ı Yegâh” kadar göz kamaştırıcı ilk 33’lük plağı bu 45’liği takiben, 1981 yılında Öncü Plak etiketiyle piyasaya çıkmıştı. Bu şarkı da o albümde yer alıyordu.


Bu albüm 1998 yılında Metropol Müzik etiketiyle CD formatında yayımlandı ve böylece bugünlere ulaştı. Çiftin 1983 yılında yayımlanan diğer 33’lüğü “Elde Var Hüzün” ise çözülemeyen telif problemleri yüzünden hâlâ gün ışığına çıkabilmiş değil.  


Şarkıdaki bas yürüyüşünü, ritim yürüyüşünü, nefeslileri, yaylıları ayrı ayrı dinleyin. Müzikte neyi duymak istediğinize, neyi sevdiğinize bağlı olarak o zenginliğin, o ihtişamın ve o inceliğin içinde kaybolmanız kuvvetle muhtemel. Ben hâlâ ara ara çiftin iki albümünü de açar, dinlerim. Tıpkı klasik romanların yaptığı etkiyi yapar; her dinleyişimde o güne dek yaşayıp gördüklerime bağlı olarak bende, birikimimde, değişenlerle birlikte dinlediğim şarkılar başka şeyler söylemeye başlarlar bana. Popüler müzikte bu etkiyi yaratabilecek değil albüm, şarkı bile kolay bulunmaz oysa.   


Bir de yorumculuğu koyun bir kenara, şarkıcılığın bile mumla aranır olduğu, dört bir yanımızın şarkı söyleyen ama şarkıcı olmayan insanlarla çevrildiği bu dönemde Nur Yoldaş gibi mükemmel bir şarkıcıyı dinlemek neresinden baksanız kâr. Mesela bu şarkıda ve “Mihrimah”da, “Nedir Yarabbi Derdim”de de görüldüğü üzere, i ve ı gibi şarkı dilinin belki de en zor harflerinin üzerine bu kadar sağlam ve temiz basabilen, o harfleri şu notadan bu notaya zerre zorlanmadan dolaştırabilen kaç babayiğit şarkıcı çıktı/çıkar/çıkacak ki? Geçmişte, bugünde ve gelecekte…


“Sâdâbâd”, Ergüder Yoldaş dehasının, Nur Yoldaş fevkaladeliğinin çok güzel bir örneği ama tek örneği değil. Bilmeyenlerin mutlaka daha fazlasını da dinlemesi ve keşfetmesini öneririm.

Bugün Ergüder Yoldaş’ın doğum günü. 6 Haziran 1939’da doğmuş. 25 Ocak 2016’da da onu kaybetmiştik. Bu vesileyle ismini bir kez daha yad etmek istedim. Huzurla uyusun.

Yavuz Hakan Tok

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder