İpek Açar – “Mazi”
İpek Açar, Kayahan’ın ölümünden yaklaşık bir yıl sonra “Sevgiliye”
adını taşıyan iki şarkılık bir tekli yayımlamıştı. Sonrasında onu ağırlıklı
olarak Kayahan şarkıları seslendirdiği konserlerde gördük sıklıkla. Geçtiğimiz
23 Nisan’da Kayahan’ın kızı Beste Açar ve torunu Rüzgar Havaron’la birlikte “Haydi”
isimli bir şarkı seslendirdi. Bir yandan da uzun süredir konserlerde de
birlikte çalıştığı Alper Kömürcü ile birtakım hazırlıklar içerisindeydi. İşte o
hazırlıkların ilk kısmı geçtiğimiz günlerde Elma Şekeri Production etiketiyle
dinleyici karşısına çıktı.
“Nesilden Nesile” adını taşıyan bir proje albüm bu ve bu
albümde İpek Açar, eskinin Türkçe tangolarını Alper Kömürcü düzenlemeleriyle
seslendiriyor. Elma Şekeri Prodüksiyon da zaten İpek Açar ve Alper Kömürcü’nün
ortak kurdukları bir prodüksiyon şirketi.
Bu teklide “Mazi” ve “Kıskanıyorum” tangoları yer alıyor.
Bilinen ilk Türkçe sözlü tango olan “Mazi”, Necip Celal Andel’in bir bestesi ve
taş plaklar döneminde ilk olarak Seyyan Hanım tarafından seslendirilmişti.
Türkçe tango denilince ilk akla gelenlerden ve tam bir klasik. “Kıskanıyorum”
ise bir Fehmi Ege bestesi ve Celal İnce’nin sesinden bir dönemin en sevilen
tangolarından biri olmuştu. Bizim kuşak, yani taş plaklara yetişememiş kuşak
ise bu tangoları ve daha başka birçok Türkçe tangoyu Esin Engin’in sesinden
tanıdı, öğrendi.
Tango bugün sınırlı bir kitlenin ilgi alanına giriyor. Tango
dansıyla ilgilenen nispeten genç kitle ise Türk tangolarıyla pek haşır neşir
değil çünkü Türk tango bestecileri dünyada bilinen tango müziğinden biraz
farklı bir yol izlemiş, alaturka makamları da kullanmış, Arjantin’de doğan bu
müziği bizden bir biçime dönüştürmüş.
Alper Kömürcü’nün düzenlemeleri ise bu tangoları senfonik
bir biçimde çıkarıyor karşımıza. Özellikle tangoların orijinallerinde yer
almayan, yeni yazılmış ara nağmeler ve bütüne hâkim olan yaylı kompozisyonları
bu eserleri adeta birer klasik müzik parçasına dönüştürürken bir yanda da yenilemiş.
İpek Açar’ın içtenlikli ve tertemiz yorumu da tangolara çok yakışmış.
Bununla
birlikte Açar’ın şarkıcılığında bu şarkılarda da kendini gösteren bir iç ritim,
tamperaman düşüklüğü, bir ağırlık var ki onu sahnede izlerken de bu durumu fark
etmişliğim var. Bu bir tercih olabilir tabii ama bir alışkanlıksa bundan bir
şekilde kurtulmak eminim ki onun zaten yetkin şarkıcılığını daha fazla
parlatacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder