İzlediklerim

ZELİHA SUNAL – “KURBAĞA PRENS”


Müzik sektöründe yaşanan sıkıntılar, müziğe gerçekten gönül vermişleri yıldırmıyor. Onlar ne yapıp ediyor, sadece işlerini yaparak ayakta kalmanın yollarını arıyor, buluyorlar. Zeliha Sunal da bunlardan biri. 2010 yılında “Aşk Bana Kalır” adlı mini albümüyle müzik kariyerine bir kilometre taşı daha ekleyen Sunal, bu defa bir tekliyle yeniden karşımızda. Söz ve müziği Neslihan Demirtaş’a ait “Kurbağa Prens” adlı şarkının dört versiyonla yer aldığı bu tekli, TMC Müzik etiketiyle piyasaya çıktı.




“Kurbağa Prens”in bestecisi Neslihan Demirtaş, 2009 yılında yayımlanan “Her Şeye Rağmen” adlı ilk albümüyle müzik piyasasına adım atmıştı. Geçtiğimiz günlerde dijital platformlarda yayımlanan “Çıtır Çıtır” adlı yeni teklisiyle yoluna devam eden Demirtaş, “Kurbağa Prens”le 2011 yılında, 19. Kuşadası Altın Güvercin yarışmasında ikincilik kazanarak da dikkatleri üzerine çekmişti.


Her şeyden önce Zeliha Sunal gibi deneyimli bir ismin böylesi yolun başında bir bestecinin şarkısına oynaması alkışı hak ediyor. Piyasadaki nice büyük ismin kolay kolay sırtlanmaya cesaret edemediği bir risk bu. Her defasında yeni bir şeyler deneyen, başarılı olamama pahasına risklere girmekten çekinmeyen Zeliha Sunal’ın bu tutumunu örnek alması gereken çok kişi var müzik dünyasında.

“Kurbağa Prens”, adının çağrıştırdığı masaldan yola çıkarak günümüz kadın-erkek ilişkilerine kadın cephesinden bakıyor. Aslına bakarsanız bu ‘doğru kişiyi bulamama’ meselesinden kadınlar kadar erkekler de muzdarip bu zamanda ama ne çare söz konusu masal, öpüldüğünde prense dönüşen kurbağa metaforu üzerine kurulmuş.


Bu matrak şarkının bir o kadar eğlenceli klibi ise Gökhan Palas yönetmenliğinde, orijinal versiyonuna çekilmiş. Altmışların “swing” orkestraları havasını  anımsatan, Murat Yeter imzalı düzenlemenin verdiği ilhamla olsa gerek, klipte de altmışlı yıllar teması hâkim. Zeliha Sunal’ı sahnede izleyenler bilirler; onun sahnesi her zaman sürprizlere ve şovlara açıktır. Kimsenin girmeye cesaret edemeyeceği kılıklara girer, bir dakika yerinde durmaz ve o her dilden, her telden repertuvarını mutlaka bir gösteri konsepti içinde izleyenlere sunar. Bu klipte de öyle yapmış. Kâh bir “rock’n roll” kızı, kâh “big band” solisti, kâh otrişli pop yıldızı olmuş ve şarkının muzipliğinin altını çizmiş.


Sunal’ın şarkının doğası gereği teatral bir yorumla seslendirdiği “Kurbağa Prens”in teklisinde pop, “rock” ve “kareoke” versiyonlar da var. İçinde alaturka da olsun diyorsanız Günel Ünal tarafından yapılmış pop versiyonunu, daha sert tınlasın diyorsanız da Murat Özgün ve Metin Arıgül imzalı “rock” versiyonunu öneririm. İçinden prens çıkmamış kurbağaları boşuna öpmüşlerdenseniz şayet, şarkıyı tek başınıza bağır çağır söylemek için “kareoke” versiyon tam size göre.

JALE – “YENİLİRSEM YENİLEYİM”


Uzun bir aradan sonra geçtiğimiz yılın Mayıs’ında “Mor” adlı mini albümüyle dinleyiciyle buluşan Jale, albümün üçüncü klibi “Yenilirsem Yenileyim”i geçtiğimiz günlerde servis etti. 

Bu şarkıyı daha albüm ortada yokken “demo” haliyle dinlemiş ve dinler dinlemez “İlk klip mutlaka bu şarkıya çekilmeli,” demiştim. Çünkü bu şarkı bizim “Üzgünüm”den bu yana tanıdığımız, sevdiğimiz Jale’nin aradan geçen yılların acı tatlı kattıklarıyla bize geri dönüşüydü. Zaman içinde o da, biz de büyümüş, artık genç sayılmayacak yaşlara gelmiş ve hayatta karşılaştığımız yenilgilerle bir şekilde başa çıkmayı öğrenmiştik. “Yenilirsem Yenileyim”, hikâyesinin  söyleyeniyle tastamam örtüştüğü, en ufak bir abartı, sahtekârlık, laf olsun diye söylenmiş söz içermeyen, çok içten, çok gerçek bir şarkıydı.


Tabii albüm ortaya çıktıktan sonra, müzik sektörünün gerekleri devreye girdi ve “Yenilirsem Yenileyim”e anca sıra geldi. Malum, radyoların çaldığı ve çalmadığı şarkılar var ve yakın vadede kıyamet kopmaz ise şayet,  ana akım radyoların “playlist”lerine yavaş şarkılarla girmek şu şimdilik imkansız. Ben pek ciddiye almasam ve hatta komik bulsam da, sektörün genel geçer kriterleri radyoları hâlâ baş tacı ediyor. Bir de bunun müzik televizyonları ayağı var ki, o kısmı daha da çetrefilli, bilen biliyor zaten. Şöyle ya da böyle “Yenilirsem Yenileyim”e klip çekilmesi, her şeye rağmen çekilebilmiş olması sevindirici.

Gökhan Özdemir tarafından çekilen klipte Jale, onun üzerinde görmeye hiç alışık olmadığımız türden kırmızı bir gece elbisesiyle, sonbahar rüzgarlarının eteklerini savurduğu, otların sarardığı, yaprakların döküldüğü, sazlıkların kuruduğu, hüzünlü bir doğa atmosferi içerisinde çıkıyor karşımıza. Bakmayın siz klibin yaz aylarında çekildiğine, görüntüler öyle güzel kurgulanmış ve öyle renk efektleri verilmiş ki, şarkının içindeki o hazin sonbahar havasını iliklerinize kadar hissediyorsunuz izlerken. Ve doğanın içinde, yapyalnız, tek başına var olma çabasındaki insanın o hiç bitmeyen yalnızlık duygusunu… 


Unutmadan, şarkının sözlerini Soner Arıca’nın yazdığını, bestesini ise Sezgin Gezgin ve Soner Arıca’nın birlikte yaptıklarını da söyleyeyim. Şarkının bu kadar inandırıcı olmasında en az Jale’nin yorumu kadar pay sahibi olan biri varsa o da Jale’yi çok iyi tanıyan ve sözleri tamamen onu düşünerek yazan Soner Arıca şüphesiz. Dilerim Arıca ve Jale ortaklığı önümüzdeki süreçte de böylesi şarkılarla devam eder. Günümüz Türk popunda en çok eksikliği duyulan şey inandırıcılık çünkü.

REYHAN KARACA – “SEVMEK EN BÜYÜK DEVLET”


Reyhan Karaca da yıllardır müzik piyasasında sırtını kimseye dayamadan ayakta durmaya çalışan emekçilerden biri. Uğraşıp didiniyor, çoğu zaman müzikten kazandığını müziğe geri döndürerek, bir müzik gönüllüsü gibi çalışıyor. 2010 yılında iki şarkılık “Yeniden” adlı teklisiyle dikkat çeken Karaca, geçtiğimiz Mayıs ayında yine iki şarkılık bir tekli daha sürdü piyasaya. Ossi Müzik etiketiyle piyasaya sürülen ve “Yaz” adı verilen bu çalışmanın ilk klibi ise “Sevmek En Büyük Devlet” adlı şarkıya çekildi.

Söz ve müziği Şehrazat imzası taşıyan “Sevmek En Büyük Devlet”i, 1994 çıkışlı “Emelce” adlı Emel Müftüoğlu albümünden hatırlayanlarınız vardır. O dönemde de çok sevilen bu “hit”, sözlerinde saklı felsefe nedeniyle hiçbir dönemde güncelliğini yitirmeyecek şarkılardan. Üstüne üstlük Alper Atakan imzalı yeni düzenlemesi şarkının her şeye rağmen umutlu ve iyimser ruh halini daha da ön plana çıkarmış. Son dönemde özellikle Mehmet Erdem’le birlikte yaptığı işlerle dikkatleri üzerine çeken Alper Atakan, çok neşeli, çok eğlenceli bu  düzenlemesiyle “Sevmek En Büyük Devlet”i tıpkı yetmişlerin “Bim Bam Bom”, “Senden Başka” ve benzeri “hit”leri gibi yıllar boyunca çalınacak, dinlenilecek, birlikte söylenilecek bir hale getirmiş.


Şarkının Gökhan Özdemir tarafından çekilen klibi de gayet eğlenceli. Klipte Reyhan Karaca’ya Merve Sevi ve İpek Tanrıyar eşlik ediyor. Zaten çok yakın arkadaş olan bu üçlü, adeta kamera karşısında olduklarını unutup, kendi aralarında eğleniyorlar. Üç arkadaşın neşeli yastık savaşı, “keşke dünya üzerinde tüm şiddet böylesi yastık savaşlarından ibaret olsa” dedirtiyor izleyene. 


İsminin başında “bilge” sıfatını koymaktan asla tereddüt etmeyeceğim Şehrazat’ın “Şu dünyada figâna değer gerçek acılar var,” cümlesi ise, üst üste gerçek acılardan geçtiğimiz bu günlerde, şarkının yazıldığı yıllardan çok daha anlaşılır/hak verilir geliyor kulağa.

Reyhan Karaca’nın teklisinde bir de söz ve müziği Zeki Güner’e ait “Yüz Yıldır Yalnızım” adlı  şarkı var. İlk kez bir müzikal ortaklığa giren Karaca ve Güner’in bu çok etkileyici, can yakıcı şarkısı da pek yakında kliplenecekmiş. Onun da haberini vermiş olayım.           

EYLÜL 2012   

Yavuz Hakan Tok

2 yorum:

  1. yorumlarına sonuna kadar güvendiğim yavuz hakan tok a teşekkürler.eleştireceği zaman da dibine kadar eleştirdiği için her zaman doğruları yazan kalemin dert görmesin.

    YanıtlaSil
  2. ZELİHA SUNAL YORUMUNUZA ŞAPKA ÇKARIYORUM HİSLERİME TERCÜMAN OLMUŞSSUNUZ YAVUZ BEY GÜNDEN GÜNE KİRLENEN MÜZİK SEKTÖRÜNDE SAHNELERDE FÜTÜRSUZ CÜMLELERDE SAHNESİ VE ŞOVU OLDUĞUNU DÜŞÜNEN ZİHNİYETLERE, ZELİHA SUNALIN SAHNESİNİ MÜZİĞİNİ ŞİDDETLE TAVSİYE EDİYORUM ESPİRİNİN HİTABIN,MÜZİĞİN YÜKSEK ÇITALARDAKİ ALGISININ KEYFİNİ YAŞAMAYI BİLENE HERTELDEN HERDİLDEN MÜZİK ZİYAFETİ SUNAR AFİYET OLSUN... SEVGİLER

    YanıtlaSil