Selmi Andak - O Şarkıyı Henüz Yazmadım

O ŞARKI ÇOKTAN YAZILDI


Bazı insanlar suyu hiç azalmayan, gürül gürül, çağıl çağıl akan nehirlere benzer. Yaşam enerjileri, coşkuları ve heyecanları hiç azalmaz. Kimileri ürettikçe tükenirken, onlar ürettikçe çoğalır, beslenir, daha çok üretirler. Tek tüklerdir, çok kolay rastlanmaz öylelerine. Seçilmişlerdir adeta. Hayata üretmek için, güzellik katmak için, kim bilir belki de kanı ağır akanlara ibret olsun diye, örnek olsun diye gönderilmişlerdir. Selmi Andak onlardan biri, hatta bu tarifin bizzat kendisidir.

Fazla söze ne hacet, yıllar boyunca yaptıklarını şöyle bir dizseniz yan yana, Selmi Andak’ın sıradanın çok ötesine çoktan geçivermişlerden olduğunu hilafsız kabul edersiniz. Doğum tarihi olan 1921 yılından bu yana, neredeyse bir asra yaklaşan yaşamı boyunca dünyada ve Türkiye’de neler olup bitti düşünsenize. Bunca zaman, gün gün değişen, yenilenen, erişilmez bir hızla devinen dünyaya yorulmadan ayak uydurabilmek kaç sıradan insanın harcıdır ?

İzmir’de dünyaya gözlerini açan Selmi Andak, orta öğrenimini Galasaray Lisesinde tamamlar, ardından hem Hukuk Fakültesi, hem de Konservatuarda okur. Yetinmez, Konservatuardan mezun olduktran sonra kalkar Paris’e gider ve orada Yüksek Müzik Okulunda ihtisas yapar. Altmışlı yıllarda Türkiye’de parmakla sayılacak kadar az sayıda popüler müzik bestecisi vardır ve Selmi Andak ilklerden biri olur. Aynı zamanda sanat ve müzik eleştirmenliği yapmakta, gazeteci kimliği ile de tanınmaktadır. O günlerin önemli şarkıcıları tarafından ardı ardına plak yapılan bestelerinde bir yandan dönemin popüler akımlarını yakalarken, bir yandan hem klasik hem de otantik müziğin kalıplarından yararlanmaktadır. Aranjman furyasının tam da ortasında ortaya konulan bu tavır, onun adeta bir milli besteci gibi yurt dışında yapılan bir dolu festivalde besteleriyle yarışmasına yol açmakla kalmaz, henüz emekleme çağındaki popüler müzik piyasasına da ne yönde ve nasıl büyüyüp serpileceği konusunda çok aydınlık bir çıkış yolu gösterir, adeta kılavuz olur.

Başından itibaren sadece bir müzisyen, bir besteci olmanın çok ötesinde, yazıp çizdikleriyle bir müzik teorisyeni, MESAM; POPSAV gibi meslek birliklerinde gösterdiği faaliyetlerle de adeta bir müzik emekçisidir. Hep projeler üretir, hep yeni bir şeyler yapmak ister. Çevresindekiler ona ayak uydurmakta zorlanırlar her defasında. Uluslar arası standartlardaki besteciliği yurt dışındaki festivallerde her defasında ödüle layık görülse de, Eurovision Şarkı Yarışması Türkiye tarihinin yarışmaya üst üste en çok ve en fazla sayıda şarkıyla katılan bestecisi olmasına rağmen ülkeyi temsil etme şansı bir türlü ona verilmez. Kırgın değildir yine de. Geriye dönüp bakmaz, eskileri değil, yeni projeleri konuşur hep.

İki ayrı diskten oluşan “Müzik: Selmi Andak” albümünün elinizde tuttuğunuz bu diskinde 17 Selmi Andak klasiği yer alıyor. 1968 yılında Yunanistan’da yapılan Apollonia Müzik Festivalinde Sevinç Tevs ile birlikte yarıştığı “Ve Ben Yalnız”ın albümün açılışında yer alması boşuna değil. Bu şarkı hem Selmi Andak’ın pop alanında yaptığı ilk beste denemesi, hem o günlerde plağa basılmamış bu kayıt ilk kez yayınlanıyor. Üstelik Türkiye’nin ilk kadın caz şarkıcılarından biri olan Sevinç Tevs’in dijital ortama aktarılabilen ilk kaydı bu.

Ardından inanılması güç bir resmi geçit başlıyor. Altmışlar, yetmişler ve seksenlerin o her on yılda şekli, şemali, usulü ve üslubu değişen müzik anlayışlarının kaygan zeminine inat, dimdik ayakta duran ve durduğu yere çok da sağlam basan, daha ilk notalar tınladığında ayırt edilebilen Selmi Andak melodileri, armonileri… “Acılar Sürekli Olamaz”, “Çıkmaz Sokak”, “O Şarkıyı Henüz Yazmadım” ve diğerleri… Hani İngilizce ya da Fransızca sözlerle Bir Frank Sinatra, bir Gilbert Becaud şarkısına dönüşmesi pekala mümkün, dünya çapında besteler, Türk popunun hiç eskimeyecek klasikleri.

Bir piyano konçertosu havasında başlayıp bir pop-folk bestesine dönüşen “Yiğidin Türküsü”, beklenmedik bir blues denemesi,  “Dur Biraz”, alaturka makamlara şöyle bir dokunup geçen “Zavallı Bir Gece”  ve “Kandil”, Selmi Andak’ın çok renkli, çok yetkin ve çok geniş bir müzikal kültür ve birikimin izlerini taşıyan besteciliğinin seçilmiş birer örneği olarak albümü alabildiğine heyecan verici kılıyor.

Diğer albümde bu defa, yüksek nabızlı ve eğlenceli Selmi Andak şarkılarını bulacaksınız. “Olmaz Olmaz Deme”, “Bal Gibi Olur”, “Anya Manya Kumpanya” gibi bir çoğu duyulur duyulmaz dile dolanmış, adı üzerinde “popüler” şarkılar.

Her iki albümün toplamında gözden kaçırılmaması gereken çok önemli bir ayrıntı var. Cazın ve popun ilk kadın seslerinden Sevinç Tevs ve Rüçhan Çamay, sonrasında her biri ekol olmuş Ajda Pekkan, Gönül Turgut, Nükhet Duru, Sezen Aksu, Ayla Algan, Esin Afşar, Füsun Önal, Gökben, Asu Maralman, Yeliz, Sibel Egemen…  Ve dönemin en kalbur üstü erkek sesleri: Erol Evgin, Ersan Erdura, Coşkun Demir, Gökhan Abur, İbo, Ferdi Özbeğen… Bu ülkede bu kadar ünlü isim kaç başlık altında bir araya getirilebilir ki ? Selmi Andak şarkılarının tek başına ne denli büyük bir başlık olduğunu bu iki disklik seçki tek başına gösteriyor.

Şarkıların mırıldanılarak bestelendiği, enstrümanların bilgisayar klavyeleriyle çalındığı, akorların kes yapıştırla sıralandığı bu devirde, müziğin gitgide bir dijital sanata dönüşmesi kaçınılmaz olacak. Armoninin yerini sadece ritmin, melodinin yerini bir takım atonal seslerin alması an meselesi, hatta yer yer aldı bile. Çağın gereği bu, alışıyoruz. Ondandır ki bu albümü dinlerken karşılaşacağınız melodi zenginliği, ruh taşıyan, kanlı canlı besteler, kusursuz değil belki ama samimiyetinden bir an bile kuşku duyurmayan icralar, en popüler olanında dahi hiç ucuza kaçılmamış şarkı sözleri ve her biri çok ama çok iyi şarkı söyleyen şarkıcılar sakın ola şaşırtmasın sizi. Tek bir neden var şaşırmamanız için zira, tek ama çok geçerli bir neden ki o da albümün adında saklı zaten: “Müzik: Selmi Andak” !

Selmi Andak, Eurovision Şarkı Yarışması Türkiye elemelerine bilinmez kaçıncı kez, bu defa “O Şarkıyı Henüz Yazmadım”la katıldığında takvimler 1984 yılını göstermektedir. Onun yıllardır katılıp da bir türlü kazanamaması, buruk bir espri konusudur TRT koridorlarında. Yapımcı Bülent Osma, Andak’ın finalde yarışacak şarkısının adını duyunca şöyle der: “Selmi Ağabey, artık yaz şu şarkıyı da, kazan şu yarışmayı !” Ne Eurovision, ne başka yarışmalar ne de gelip geçen onca şey… Geriye kalan sadece şarkılar ve sadece şu albümde dinlediklerimiz bile gösteriyor ki; Selmi Andak o şarkıyı çoktaaaan yazmış !

MAYIS 2009

Yavuz Hakan Tok

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder