Gece Yolcuları’nın son albümü 2013 yılında yayımlanmıştı.
Sonrasında 2017’de Aç Kapıyı Çok Fenayım filmi için “Unut Beni” adlı
şarkılarını yeniden seslendirdikleri bir tekli ve bir de “Yalan” adlı tekliyi
yayımlamışlar. Bir de Ahmet Kaya ve Zülfü Livaneli saygı albümlerinde adlarını
görmüşüz. Yani epeydir yeni şeyler gelmemiş Gece Yolcuları cephesinden. Geçtiğimiz
günlerde Müslüm Gürses “cover”ları seslendirdikleri Baba Şarkılar adı verilmiş
bir sahne projesi gündemdeydi, hatta lansman konseri de yapıldı ama arkası
gelmedi bildiğim kadarıyla. Derken grubun yeni teklisi servis edildi.
Alfa7 etiketiyle yayımlanan “Pişmanım”, tanıdık bir şarkı.
Söz ve müziği Suat Suna tarafından yazılmış bu şarkıyı ilk kez 1999 yılında Asya
seslendirmiş, hemen bir sene sonra da Suat Suna şarkıya kendi albümünde yer
vermişti. 2017’de ise Tuğba Yurt’un “Aşk’a Emanet” adlı albümünde duymuştuk bu
defa. Şimdi bir kez de Gece Yolcuları’ndan Haluk Kurosman’ın düzenlemesiyle
dinliyoruz.
Gece Yolcuları başından beri şarkılarında alaturka ve
arabesk esintiler kullanmaktan kaçınmayan bir pop-“rock” grubu. Bu şarkı da o
sularda gezen bir şarkı zaten. Haluk Kurosman’ın usta dokunuşuyla da grubun
profiline cuk oturmuş. Daha önce yapılan her bir versiyonu çok iyiyken, Gece
Yolcuları şarkıyı bir kez daha sıkmadan dinletebiliyor. Özellikle grubun
sevenlerini ve bu türe yakın duranlarını ziyadesiyle memnun edecek bir “cover”.
Sırf ‘90’lar aşkına bile dinlenilmeyi hak ediyor.
(2 Eylül 2013 tarihinde Milliyet Sanat dergisi internet sitesinde yayımlanmıştır.) Edis İlhan, Uğur Arslantürkoğlu, Volkan Fatih Yılmaz, Semih Keçeci ve Umut Yıldız’dan kurulu Gece Yolcuları, 2004’den bu yana üç albüm ve bir tekli yayımladı. Gece Yolcuları’nın “Neden?” adı verilmiş yeni albümü EMI etiketiyle geçtiğimiz günlerde piyasaya sürüldü.
Grubun resmi internet sitesinde şöyle bir ifade yer alıyor: “İlk prensipleri,liriklerinde türkçeyi en yalın haliyle ve güzel kullanmaktı..Daha sonra ise ,rock müziğin evrensel doğrularını bu sözsel temelde bir araya getirme çabaları ile geçti yılları..” (İmla hatalarını özellikle düzeltmedim; Türkçeyi güzel kullanmak iddiasının nasıl daha ilk ağızda sekteye uğradığını görelim diye.)
Ne var ki Gece Yolcuları’nın yıllardır bize sunduklarına baktığımızda hem dil kullanımı, hem de müzikal anlayış açısından yukarıdaki cümlelerde kurulan hayalin gerçekleştiğini söyleyebilmek çok zor. Ben kendi adıma Gece Yolcular’nın müziğinde özellikle “rock” müziğin evrensel doğrularına hiç rastlamadım. Buna karşın pop müziğe epeyce göz kırpmış, ama aslında sırtını bütünüyle arabeske yaslamış bir müzikal anlayıştan söz edebiliriz. Bu da bir yoldur; bir yöntemdir ve de üstelik yaşadığımız ülkede alıcısı hiç de azımsanmayacak sayıdadır. Böyle bir yol tutturmaya kimsenin bir itiraz olamaz; hele ki müzik tarihimizde Ayna gibi ticari başarı kazanmış bir örnek varken. “Biz buyuz, böyle müzik yapıyoruz,” dersiniz; olur biter. Ama bir “rock” grubu oldukları konusunda ısrar etmelerine ya da öyle lanse edilmelerine, ödül törenlerinde, radyo, televizyon yayınlarında, basın bültenlerinde “rock” kategorisinde değerlendirilmelerine itiraz edilebilir ki edilmelidir.
Bunu bir kenara koyarsak, yaptıkları müzik türünün standartları içerisinde, temiz işler çıkarmış bir gruptur Gece Yolcuları. Başından beri ama en çok da 2008 tarihli “Kalbin Kadar Yakın” albümünde yabana atılmayacak şarkılar vardır.
Bugüne dek prodüktör olarak hep Cem Özkan’la çalışan grup, bu albüm için Haluk Kurosman’la yola çıkmayı tercih etmiş. Her iki ismin de grubun kariyerine olumlu katkı sağlamış/sağlayacak, işinin ehli müzisyenler olduğu bir gerçek. Ne var ki albümü dinlemeye başlayınca görüyoruz ki “Neden?”, Gece Yolcuları’nın bugüne dek yaptığı en arabesk albüm. Düzenlemeler ve icranın parlaklığı bu gerçeği değiştirmiyor; çünkü sadece melodik ve sözel anlamda değil, şarkıların formları, trafikleri ve akışları da arabesk modeller üzerinden inşa edilmiş. Başta açılış şarkısı “Neden?” olmak üzere, “Meyhaneler Sen”, “Affedecek misin?”, “Geceyi Örttüm Üstüme”, “Bana Her Yer Kolların” hep bu çizgide şarkılar. Ancak solist Edis İlhan’ın vokali gayet temiz ve net, üstelik hiç de arabesk izler taşımıyor. Bu nedenlerle de Gece Yolcuları’nı “ağlak rock” grupları arasında saymak doğru değil. Çünkü ortada ne ağlayan biri var; ne de “rock”. Önceki albümlerde olduğu gibi bu albümde de şarkıların çoğunda Edis İlhan ve Uğur Arslantürkoğlu’nun imzası var. Ömer Salman’ın söz ve müziğini yazdığı “Zaman Geçse de” kendi klasmanında albümün en dikkat çekici şarkılarından biri. Bir de demlenirken dinlenilen, çakırkeyif şarkıları seviyorsanız (ki ben seviyorum galiba), “Aldatıldık Arkadaş”ı ayrı bir yere koyabilirsiniz. Albümün en pop şarkısı olan “Yarım ve Yalnız” ise stil olarak grubun önceki albümlerine daha yakın duruyor. Ne şaşırtıcı, ne heyecan verici, ne de yeni geliyor kulağa ama “Gökyüzünde Yalnız Gezen Yıldızlar”ı bir de Gece Yolcuları’ndan dinlemek isterseniz, albümün “cover” kontenjanı için bu şarkı seçilmiş.
Kapak fotoğrafının Yeni Türkü’nün “Vira Vira” albüm kapak fotoğrafına çok benzediği tenkit edilmiş internette. Kasıtlı yapıldığını düşünmedim açıkçası. Vagabond imzalı kartonet tasarımı hiç de fena değil üstelik.
(Zip İstanbul dergisinin 15 Haziran 2004 tarihli sayısında yayımlanmıştır.)
Yeni değil, özgün değil, farklı hiç değil. Ama yine de
dinlemekten kendinizi alamıyorsunuz. Çünkü duyduğunuz melodiler, tınılar,
meşhur tabiriyle albümün “sound”u kulağınıza çok yakın ve bu yüzden de çok
sıcak geliyor. Kah Ümit Besen’li seksenli yıllar duyarlılıkları, kah yeni yetme
bir Mazhar – Fuat – Özkan sakinliği. Erkin Koray’a şöyle bir dokunup
geçerkenyetmişli yılların sokaklarına
düşüyor yolunuz. Bütün bunları hissettiren en önemli etken, hiç kuşkusuz
albümün geneline hakim sakin, gürültüsüz patırsız ama bir o kadar da ayağı yere
basan düzenlemeler. Can sıkıcı bir gecenin ilerlemiş bir vaktinde olmadık bir
sokak arası barında birden karşınıza çıkan adı sanı duyulmamış bir orkestradan
alınacak o sürprizli keyif gibi.
EMI Türkiye çok sık yapmadığı bir şeyi
yaparak, ilk kez yepyeni bir grubu lanse ediyor. Gece Yolcuları, uzun süredir
müzik piyasanın içinde çeşitli isimlere eşlik ederek yer almışlar. İlk
albümleri için bu kadar beklemelerinin sebebi ise istedikleri müziği
yapabilmekmiş. İlk albümünü piyasaya sürecek her grup bu kadar şanslı değil.
Çünkü piyasanın içindeki her önemli firma, her yeni işe bu kadar kolay destek
vermiyor. Keşke bu şans daha iyi kullanılabilseymiş diye düşünüyor insan ister
istemez. “Teker teker gelin ulan!”, “Zevk hastası”, ya da “Sevdim seni
köpekler gibi” türünden cümleleri bir şarkının içinde duymak ne olursa olsun
çok kolay yenilir yutulur değil. İsmini lanse etmeye çalışan bir topluluğa, bu
nevi sokak argosunun, bir şeyler kazandırmaktan ziyade bir çok şey
kaybettirebileceği ihtimali her nedense göz ardı edilmiş. Oysa albümün çıkış
şarkısı olarak seçilen “Unut Beni” ve ondan daha da fazla etki yapacağını
düşündüğüm “Allah'ım”, doğru bir stratejiyle grubu kısa sürede popüler hale
getirebilir. Bu ülkede sadece iyi müzik yapmanın ya da tek başına iyi niyetli
olmanın hiçbir şeye yetmediğini artık herkes biliyor. Her şeye rağmen satın
almaktan ve dinlemekten pişman olmayacağınız bir albüm. Tavsiye olunur.
Yavuz Hakan Tok Müzik Yazarı / Eleştirmen / Arşivci
2001 yılında Bir Zamanlar adlı internet sitesinde müzik yazıları yazmaya başladı. Yanı sıra yazıları, Zip İstanbul, Koara, İkinci Kanal, Caretta, Mezun Life, Popüler Tarih dergilerinde, Bugün gazetesi ve Milliyet gazetesinde yayımlandı.