Can Kazaz yeni albümünün habercisi “Sabahlar”ı bir süre önce
Universal Müzik etiketiyle yayımladı. 2020’nin ilk üç ayına “Yuken” adı
verilmiş bir kısaçalar, Sansar Salvo’yla ortak tekli “Hezeyan” ve Oğuz
Kalfa’yla ortak tekli “İyi mi?”yi sığdıran Kazaz, bu çalışmaların her birinde
bir dönüşümün haberini verir gibiydi aslında. Yıllar sonra yeniden Yuken
mahlasını kullanması da boşuna değildi. Daha ziyade “indie” sularında gezinen
akustik müziği ile tanıdığımız Can Kazaz henüz bir albüm yayımlamış iken “rap”
ve “hiphop” türünde işler üretmiş bir prodüktör olduğunun hatırlatır gibiydi.
Ahmet Ali Arslan bağımsız müziğin dikkate değer yıldızlarından
biri. Müzikle ilgisi amatör düzeyde ilerlerken Amerika’da aldığı üniversite
eğitimi esnasında şarkılar yazmaya başlamış. 2014 yılında Türkiye’ye döndüğünde
ses mühendisliği üzerine yüksek lisans yapmış. İlk kez Sofar performansı ile
adını duyurmuş, 2015 yılında ise 5 şarkıdan oluşan “Su Akar Deli Bakar” adlı kısaçalarını
yayımlamış. Onu 2016’da “Bahara Övgü” kısaçaları ve 2018’de de “Günaşığı”
albümü takip etmiş. Bütün bunların yanı sıra YouTube videoları ile de gün
geçtikçe onu ve müziğini takip edenlerin sayısını arttırmış.
Ahmet Ali Arslan’ın geçtiğimiz günlerde kendi hesabına
yayımladığı yeni albümü “Bahçeden” de aynı adlı YouTube videoları serisinin
albüme dönüştürülmüş hâli. Birazcık YouTube karıştıranlardansanız, mutlaka
rastlamışsınızdır. Arslan bu videolarda evinin bahçesinde, kendi gibi çoğunlukla
kendi şarkılarını yazıp söyleyen alternatif müzisyenleri ağırlıyor ve birlikte
çalıp söylüyorlar. Bu dayanışma iki şarkıyla yapılıyor ve şarkılardan biri
Ahmet Arslan’ın, diğeri de konuk müzisyenin kanalında yayınlanıyor.
İşte bu albüm böylesi 10 kaydı bir araya getiriyor. Can Kazaz’dan
Nilipek.’e, Melike Şahin’den Selin Sümbültepe’ye 10 konuklu bir albüm.
Şarkıların 9’u ise daha önce yayımlanmış Ahmet Ali Arslan şarkılarının yeni
yorumları. Bir tek Şenceylik’le birlikte söylediği “Zeytin Ağaçları” yeni, onun
da sözleri Ahmet Ali Arslan’a, bestesi Şenceylik’e ait.
Çok sakin, çok naif, neredeyse minimalist ama içine girdikçe
derinliğini fark edeceğiniz şarkılar yazıyor Ahmet Ali Arslan. Klasik Türk
müziği ve halk müziğinden ilham aldığını söylüyor röportajlarında. Bu ilham yapısal
olarak yansıyor şarkılarına; yoksa bunu duyunca ilk aklınıza geleceği gibi
alaturka veya türkü formunda, yerel müziğin batı armonisiyle kaynaştırıldığı, “sentez”
satan eserlerden değil onun şarkıları. Burada takıldığım sadece bir nokta var ki
o da bazı şarkılarda yer yer tıpkı klasik Türk müziğinde yapıldığı gibi prozodi
hatalarının yapılmış olması: “Tamtaaaaakır”, “naaaasıl unutucam seni”, "kıskaaaanırım", "canaaaavar" gibi bir
dolu örnek verilebilir.
Ahmet Ali Arslan, şarkı söyleme biçimindeki sakinlikle en
çok Fikret Kızılok’u, Erkan Oğur’u, belki biraz Ortaçgil’i anımsatıyor. Albümde
onunla birlikte söyleyenlerin de aynı sakinlikte şarkıcılar olması kuşkusuz tesadüf
değil. Albümü dinlerken yer yer duyduğumuz ufak tefek detoneler, hatalar, bahçe
sesleri, dip ses gürültüsü ise market raflarında ilaçla parlatılmış iştah açıcı
elmaların yanında eğri büğrü ve soluk renkli durmasına rağmen kat be kat daha
lezzetli Amasya elmalarını anımsattı bana. Yani cilasız ve organik, hatta bir
parça da toprak bulaşmış üstlerine. Zaten videoları izlemişseniz o görüntüler
gözünüzün önüne gelince kulağınıza çalınan çapakları doğal karşılıyorsunuz. Bu arada ses kayıtlarının Feryin Kaya tarafından yapıldığını da söyleyeyim.
Bu albümden Ahmet Ali Arslan’ın Nilipek.’le birlikte
seslendirdiği “Benimle Yaşlan”ı seçtim. Hem şarkı Nilipek.’in sesine çok yakıştığı,
hem ikisinin sesi birbirine çok yakıştığı, hem de şarkının cümlelerini çok
sevdiğim için diğer şarkılardan biraz daha öne çıktı bu şarkı bende. Albümü ilk
kez dinleyecekseniz, belki bu şarkıyla çıkabilirsiniz bahçeye. Çıkınca zaten
orada uzun uzun zaman geçirmek isteyeceksiniz, emin olun.
(8 Ağustos 2018 tarihinde www.hayatmuzik.com 'da yayımlanmıştır.)
Bazen bazı albümler, bazı şarkılar hakkında yazamıyorum. Her dinlediğimi yazmam zaten imkânsız ama yazayım deyip kenara ayırdıklarım da bir sebeple o kenarda kalabiliyor. Can Kazaz’ın 2017’de yayımlanan “Ben Sizden Kaçtım” albümü de öyle oldu. 2017 sonunda Spotify bana yıl içinde en çok dinlediğim albümleri listelediğinde Sezen Aksu’nun albümünden sonra ikinci sırada Can Kazaz’ın albümü göründü ve ben o albümü yazmadığımı fark edip üzüldüm.
Geçtiğimiz günlerde o albümden bir şarkı, “Bunca Yıl”, yeni bir düzenlemeyle tekli olarak yayımlandı. Can Kazaz bugünlerde yeni albümünün kayıtları ile meşgul. O albüm çıkmadan “Ben Sizden Kaçtım”ı keşfetmek için “Bunca Yıl” teklisi iyi bir vesile olabilir.
Önceleri “rap” prodüksiyonlar, bir dönem “remix”ler yapan, “cover”lar seslendiren, sonrasında kendi şarkılarını yazan ve Soundcloud üzerinden adını duyuran Can Kazaz yaptığı işin eğitimini almış ve vermiş de bir müzisyen. Kazaz bugüne dek iki tekli, iki albüm, iki de mini albüm yayımlamış. Gelin görün ki bu yazıya sığmayacak kadar da derya deniz bir genç adam. Detay için internette hakkında yazılanlara, röportajlarına göz atabilir, albümlerini dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Söz ve müziği Can Kazaz’a ait “Bunca Yıl”ın yeni düzenlemesi Alişan Göksu tarafından yapılmış ve tekli Bilgi Music Label etiketiyle yayımlanmış. İçinde bu coğrafyanın makam ve melodik yapılarını da barındıran şarkıları yer yer “indie”, yer yer pop sularında geziyor Can Kazaz’ın. Nitekim “Bunca Yıl” da Alişan Göksu’nun düzenlemesiyle günümüz popunun “sound”una göz kırpmış. Sonuç gayet parlak. Hararetle tavsiye ederim.
Can Kazaz’ın “Sürsün Bahar” adlı albümü EMI etiketiyle Kasım
2018’de yayımlanmıştı. Albümün ikinci klibi, albüme adını veren şarkıya çekildi
ve klip dün itibarıyla servis edildi.
Albümdeki diğer tüm şarkılar gibi bu şarkının da söz, müzik
ve düzenlemesi Can Kazaz’a ait. Can Kazaz 2012 yılından beri albüm / şarkı
yayımlayan, bu anlamda üretken ve çalışkan bir müzisyen. 2017’de yayımlanan “Ben
Sizden Kaçtım” albümüyle kendi kitlesini genişleterek müziğine ivme kazandırdı,
üzerine gelen “Sürsün Bahar” ise bu başarıyı perçinledi. Çünkü müziğinin bunca
kalabalık içerisinde ayırt edilebilir, fark edilebilir ve dinleyeni kolay sarıp
sarmalayan, samimi bir tarafı bir var. Çünkü şarkılarında çok yalın bir biçimde
anlattıkları gündelik hayatlarımızın içinden gelip geçen duyarlılıklar,
dertler, sevinçler ya da üzüntüler.
“Sürsün Bahar” tam da böyle bir şarkı işte. Kazaz babasına
ithaf ettiği bu albümünü babası için yazdığı bu şarkıyla açıyor. Şarkıyı bunu
bilmeden dinliyor olsanız bile boğazınıza bir yumru oturması boşuna değil.
Klibin sonunda karşımıza Kazaz’ın şu cümleleri çıkıyor ve canınızı yakıyor: “Yetim
kalmadan önce, sizi seven babanıza ‘seni seviyorum’ demeyi lütfen unutmayın. Ben
unuttum.”
Babanız, anneniz, kardeşiniz, sevgiliniz, eşiniz, dostunuz… Sevmeyi
ondan öğrendiğiniz herhangi biri… Şarkının az cümlesi derdini anlatmaya yetiyor.
Bahar sürerse yarım kalanlar tamamlanırmış gibi geliyor sonra. Şarkı sizi buna
inandırıyor.
Sadece üç dakikalık bu şarkıya değil, albüme bütün olarak kulak
vermekte fayda var. Her şarkı başka bir hikâyenin kapısını aralıyor çünkü. Ve
her hikâyede bahar biraz daha sürüyor.
Yavuz Hakan Tok Müzik Yazarı / Eleştirmen / Arşivci
2001 yılında Bir Zamanlar adlı internet sitesinde müzik yazıları yazmaya başladı. Yanı sıra yazıları, Zip İstanbul, Koara, İkinci Kanal, Caretta, Mezun Life, Popüler Tarih dergilerinde, Bugün gazetesi ve Milliyet gazetesinde yayımlandı.