Güzin İle Bana - "En İyileriyle"

"GENÇLİK BAŞIMDA DUMAN"


Ossi Müzik imzalı “Bir Zamanlar” serisi, Türk pop müzik tarihinin sesli ansiklopedisi olmaya aday. Atilla Atasoy, Coşkun Demir, Işıl Yücesoy ve Neco’dan sonra bu defa da Güzin ile Baha ikilisi, yakın tarihimizde hayatlarımıza eşlik etmiş bir dolu şarkısıyla, bir zamanlardan bugünlere ulaşıyor.
                 
Sadece birlikte söyledikleri şarkılarla değil, ortak imza attıkları prodüksiyonlarla da bir dönem popüler müziğin en yenilikçi, en üretken ve çalışkan çifti olmuş Güzin ile Baha’nın, yetmişlerin bütün coşkusunu ve heyecanını taşıyan şarkılarını yıllar sonra yeniden dinlerken, o günün kısıtlı şartlarında binbir emek ve uğraşla ortaya çıkarılmış bu şarkıların geçen onca zaman rağmen nasıl hala sapasağlam ayakta durduklarına şahit olacaksınız.


Güzin Sokullu, ilk kez 1961 yılında İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrolarında oyuncu olarak sahneye çıktı. Baha Boduroğlu ise 1963 yılından itibaren çeşitli orkestralarda bas gitar çalarak ve şarkı söyleyerek sahneyle tanıştı. İkili, altmışlı yılların ikinci yarısında Gönül Ülkü ve Gazanfer Özcan Tiyatrosunun oyuncuları olarak aynı sahneyi paylaşacaktı. O günlerde sahnelenen “Üsküdar’ın Karşısında Galata” adlı müzikli oyunda söyledikleri şarkılarla müzik çevrelerinin dikkatini çektiler.

Tiyatro haricinde boş kalan zamanlarında da birlikte müzik çalışan ve Baha’nın henüz gün ışığına çıkmamış bestelerini kendi aralarında çalıp söyleyen iki genç oyuncu, o günlerde tiyatro eleştirmenliği de yapan Selmi Andak’ın kendilerini dinleyip beğenmesi üzerine, Andak’ın da teşvikiyle ikili olarak müziğe atılmaya karar verdi. Güzin ile Baha imzası taşıyan ilk 45’lik, “Sivastopol Önünde / Ilgıt Ilgıt” 1971 yılında yayınlandı. O günlerin moda akımı pop-folk tarzında yapılmış bu plak, müzik dünyasının dört dörtlük bir ikili ve bir o kadar da sağlam bir besteci kazandığının da habercisi gibiydi.

Aynı yıl ikinci 45’likleri “Kırmızı / Altın Kafes”i piyasaya süren ikili, bir yandan müzik dünyasında adını duyururken, bir yandan da tiyatro sahnesine çıkmaya devam ediyordu. Gerek aranje edilmiş türkülerin, gerekse halk ozanlarının dizeleri üzerine yapılmış bestelerin büyük ilgi gördüğü o günlerde, ikilinin bu tarza getirdiği taze soluk dikkatlerden kaçmadı .

Günlerden bir gün Baha Bodruoğlu, aynı sahneyi paylaştıkları tiyatro oyuncusu Aysel Gürel’in amatörce yazdığı şiirlerle dolu sarı sayfalı defterini fark etti ve Gürel’i bir hayli zor ikna ettikten sonra defterdeki bazı şiirleri bestelemeye başladı. Bu sayede Türk popunun görüp göreceği en renkli, en usta ve en eşsiz kalemlerinden birinin ilk şarkı sözleri, Baha Boduroğlu besteleriyle birer birer şarkıya dönüşecek ve ikilinin 1973 yılından itibaren plaklarında kullanmaya başladığı bu şarkılar, pop-folk tarzının dışına çıkan ilk çalışmaları olacaktı.

1972 yılında tiyatroyu bırakarak tamamen müziğe yönelen ikilinin 1975 yılında yayınlanan “Gençlik Başımda Duman / Eski Çamlar Bardak Oldu” 45’liği, müzik dünyasına kelimenin tam anlamıyla bomba gibi düştü. Bir anda herkes ellerinin işaret parmaklarını bükerek, birbirini peşi sıra takip ederek “ateş böceği dansı” yapmaya başlayacak ve Türk popunun en eğlenceli şarkıları arasında en üst sıralarda yer alacak bu iki şarkı, yıllar boyunca dillerden hiç düşmeyecekti. Güzin ile Baha diskografisinin hemen hemen tamamına yakını bu albüm sayesinde tekrar gün ışığına çıkarken, yıllardır herkesin peşinde koştuğu bu iki şarkı, bütün eğlencesi ve keyfiyle hepimizi yine coşturacağa benzer.

1974 yılında müzikteki birlikteliklerini evlilikle perçinleyen ikilinin son 45’liği “Çal Çal / Olamam ki”, 1977 yılında yayınlandı. Popüler müzikte bir döneme damgasını vurmuş Oktay Yurdatapan (Tuğrul Dağcı)’nın imzasını taşıyan “Olamam ki” adlı şarkı, aslında Güzin ve Baha’nın o günlerde yaşadıklarını özetler gibiydi : “Olamam ki senle de, sensiz de olamam ki...” Nitekim bu plağın ardından yollarını ayıran ikili, ortaklıklarını bir zaman daha sürdürseler de, bir daha birlikte plak yapmadılar. O günlerde kurdukları Bip Plak, dönemin en çok ses getiren işlerine imza atan, taverna ve disko-fasıl gibi seksenler boyunca peşinden koşacağımız akımların yolunu açan müzik firması oldu. Güzin ile Baha’yı tekrar ikili olarak görebilmek içinse 2000 yılında kurulacak olan Eski Dostlar topluluğunu beklememiz gerekecekti.

Türk pop müziği tarihinin 2005 yılı hanesinde Ossi Müzik adı ziyadesiyle yer tutacak, buna şüphe yok. Başta Hakan Eren olmak üzere, bir avuç insanın imkansızın peşinden koşarak hayata geçirdiği her bir proje, tıpkı bu albüm gibi, bir zamanlar onca zor şarta rağmen ortaya çıkarılabilmiş kusursuz işleri tek tek belgeliyor. O günleri yaşayanların anılarına bir kez daha fon müziği olacak bu şarkılar, ilk defa duyacaklar için de doyumsuz tatlar içeriyor. Elde kitaplarla parklarda buluşmaya, “felek ettiğin bulsun,” diyerek kadehleri doldurmaya, çoktan bardak olmuş eski çamlardan dem vurmaya, bir Dicle, bir Fırat aldıkça sözü, merakla kulak kabartmaya, yarın mutlak doğacak güneşin düşüne yatmaya, ama hepsinden çok geceyi aydınlatan ateş böceğinin peşinden bir kez daha koşmaya hazırsanız şayet, bir albüm dolusu Güzin ile Baha şarkısı sizi bekliyor. Çünkü yıllar geçip gitse de, gençlik hala başımızda duman, ilk aşk hala ilk heyecan...  
                 
MART 2005

Yavuz Hakan Tok

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder