Kendi kuşağının en iyi şarkıcılarından biri Tuğba Yurt. Bulunduğu yere gelebilmek için epeyce yol kat etti, adım adım ilerledi. Bir önceki teklisi “İnceden İnceden” epeyce ses getirmişti. Yeni teklisi “Yine Sev Yine” de benzer bir formülle kotarılmış. DMC etiketiyle yayımlanan şarkının sözleri Melda Gürbey'e, müziği Serkan Balkan'a ait, düzenleme ise Erdem Kınay tarafından yapılmış.
Piyasanın ve günün pop dinleyicisinin sevdiği türden şarkılar bunlar. Kurgusu, melodik yapısı filan çok bildik, çok hesaplı kitaplı. Bu bakımdan tıpkı “İnceden İnceden” gibi “Yine Sev Yine”nin de beni çok heyecanlandırdığını söyleyemem. Buna karşın bu şarkının da belki bir başka şarkıcıda o kadar da dikkat çekmeyebilecekken Tuğba Yurt’un sesi ve şarkıcılığı ile parladığı rahatlıkla söylenebilir. Duygusu, vurgusu, kelimelerin içini dolduruşu ile Tuğba Yurt şarkıyı alıp götürüyor.
Her ne kadar zamanın ruhu popüler müzikte geçerli olanı bu ve benzeri şarkılar kılsa da Tuğba Yurt umarım hazırlamakta olduğu albümde en azından birkaç tane de olsa daha derinlikli ve incelikli şarkıya da yer verir.
Gece Yolcuları’nın son albümü 2013 yılında yayımlanmıştı.
Sonrasında 2017’de Aç Kapıyı Çok Fenayım filmi için “Unut Beni” adlı
şarkılarını yeniden seslendirdikleri bir tekli ve bir de “Yalan” adlı tekliyi
yayımlamışlar. Bir de Ahmet Kaya ve Zülfü Livaneli saygı albümlerinde adlarını
görmüşüz. Yani epeydir yeni şeyler gelmemiş Gece Yolcuları cephesinden. Geçtiğimiz
günlerde Müslüm Gürses “cover”ları seslendirdikleri Baba Şarkılar adı verilmiş
bir sahne projesi gündemdeydi, hatta lansman konseri de yapıldı ama arkası
gelmedi bildiğim kadarıyla. Derken grubun yeni teklisi servis edildi.
Alfa7 etiketiyle yayımlanan “Pişmanım”, tanıdık bir şarkı.
Söz ve müziği Suat Suna tarafından yazılmış bu şarkıyı ilk kez 1999 yılında Asya
seslendirmiş, hemen bir sene sonra da Suat Suna şarkıya kendi albümünde yer
vermişti. 2017’de ise Tuğba Yurt’un “Aşk’a Emanet” adlı albümünde duymuştuk bu
defa. Şimdi bir kez de Gece Yolcuları’ndan Haluk Kurosman’ın düzenlemesiyle
dinliyoruz.
Gece Yolcuları başından beri şarkılarında alaturka ve
arabesk esintiler kullanmaktan kaçınmayan bir pop-“rock” grubu. Bu şarkı da o
sularda gezen bir şarkı zaten. Haluk Kurosman’ın usta dokunuşuyla da grubun
profiline cuk oturmuş. Daha önce yapılan her bir versiyonu çok iyiyken, Gece
Yolcuları şarkıyı bir kez daha sıkmadan dinletebiliyor. Özellikle grubun
sevenlerini ve bu türe yakın duranlarını ziyadesiyle memnun edecek bir “cover”.
Sırf ‘90’lar aşkına bile dinlenilmeyi hak ediyor.
(9 Mayıs 2017 tarihinde www.hayatmuzik.com 'da yayımlanmıştır.)
Sosyal medyada sıklıkla görüyorum. Şarkılar ya da albümler hakkında tuttu / tutmadı diye yorumlar yapılıyor. Herkesin kendince bir kriteri var muhakkak. Kimi çevresinde duyup duymadığına bakıyor, kimi gittiği kulüplerde, gece aleminde çalınıp çalınmadığına, kimi satış ve tıklanma rakamlarına… Aslında hepsi bir bütünün parçaları da olsa her şarkıcının kendi kariyer ölçütleri genelde gözden kaçıyor. Yani tutmuş ya da tutmamış bir şarkı / albüm o şarkıcının yürüdüğü yolun neresinde duruyor ya da duracak? Uzun vadede kar hanesine mi yoksa zarar hanesine mi yazılacak? Kaldı ki bazen tutmamış görünen bir şarkı, tutacak bir sonraki şarkının tetikçisi de olabilir.
Tuğba Yurt’un yeni teklisi “Destur”, geçtiğimiz günlerde DMC etiketiyle yayımlandı. Şarkının sözleri Deniz Erten’e, bestesi Toylan Kaya’ya ait, düzenlemesi ise Gürsel Çelik tarafından yapılmış.
Her taşın yerli yerine oturduğu bir güncel pop şarkısı “Destur”. “Atarlı” ve oyuncaklı sözler, işin uzmanından, Deniz Erten’den gelmiş. Genç bir müzisyen olan ve bugüne dek şarkıların künyesinde ismini daha ziyade “düzenleme” hanesinde gördüğümüz Toylan Kaya, çok akılda kalıcı bir melodi örgüsü yakalamış ve Gürsel Çelik olanca profesyonelliğiyle şarkıyı eğlenceli bir dans şarkısı formunda düzenlemiş.
Tuğba Yurt zaten vokal performansından artık şüphe duymadığımız bir şarkıcı. Gerçi bu şarkı ona pek fazla vokal performansı gösterme şansı tanıyan bir şarkı değil ama popüler kulvarda yerini sağlamlaştırmaya çalışan bir şarkıcı için gayet doğru bir “playlist” şarkısı. Radyocular için de cazip, “dj”ler için de.
Belki “Güç Bende Artık” kadar dinleyici tarafından içselleştirilecek bir şarkı değil. Daha ziyade (moda lisanıyla) “pret-a-porter” bir iş ancak Tuğba’nın görünürlüğünü sıcak tutacağı aşikâr. Bence Yurt’un artık yavaş yavaş “haute coture” işler için arayışa girmesi, ona mahsus bir tarzın peşine düşecek bir ekip bulması gerekiyor.
(25 Ekim 2016 tarihinde Milliyet Sanat dergisi internet sitesinde yayımlanmıştır.)
Milliyet Sanat dergisi için röportajda yaptığımızda bana açık yüreklilikle anlatmıştı Harun Kolçak. “Best Of” albüm projesini birkaç majör yapım firmasına götürdüğünü ve kendisine nazikçe kapının gösterildiğini. Sonra Umut Kuzey ve Özlem Demirbakan’ın yani Arpej Yapım’ın bu projeye nasıl talip olduğunu ve işi nasıl sahiplendiğini. O majör yapım firmaları şimdi pişman mıdır bilinmez ama Harun Kolçak’ın “Best Of” albüm projesi “Çeyrek Asır”ın şarkıları bugünlerde müzik listelerin üst sıralarında dolaşıyor. Harun Kolçak şarkılarını eskiden beri bilenler ve sevenler kadar, bir yeni nesil de Kolçak’ı yeniden keşfediyor bu aralar.
Bir “star” gibi yaşamadı hiç Harun Kolçak. Bir müzisyen gibi yaşadı. “Gir Kanıma” ile şöhreti yakaladığında zaten yıllardır müziğin içinde, sahnelerdeydi. Bu yüzden de ‘90’ların pop yıldızlarından birine dönüştüğünde bile bir pop yıldızı gibi davranmadı, kendini başka bir yere koymadı. Ne var ki piyasa, oyunu kuralına göre oynamayanlara karşı hiçbir zaman adil değildi. Ondandır ki 2006 ve 2012 çıkışlı son iki albümü yeterince ulaşamadı dinleyiciye. Bir de üzerine hastalığı geldi. Acaba Harun Kolçak “bitmiş” miydi artık? Bitmediğini, bitmeyeceğini, iyi şarkı, iyi müzik ve iyi müzisyenin her zaman yerini bulacağını “Çeyrek Asır”la dosta düşmana gösterdi.
Geçtiğimiz günlerde Arpej Yapım etiketiyle piyasaya sürülen “Çeyrek Asır” aslında sadece bir “Best Of” albüm olmanın ötesinde, aynı zamanda bir düetler albümü. İrem Derici, Bedük, Gökhan Türkmen, Tuğba Yurt, Yaşar, Kubat, Işın Karaca, Zara, Aşkın Nur Yengi, Alişan Göksu, Tan, Gülçin Ergül, Hakan Kahraman ve Umut Kuzey’den oluşan bir kadro, Harun Kolçak’a eşlik ediyor bu albümde.
Her biri bir şekilde hafızalarımıza yer etmiş, hayatlarımızın bir dönemine eşlik etmiş, daha da fazlası, sağlam müzikal yapıları ve sözleriyle “zamansız” sıfatını çoktan hak etmiş Harun Kolçak şarkıları ardı ardına sıralanıyor. Albüm, Kolçak’ın ilk “hit”i “Gir Kanıma” ile başlıyor ve “Gir Kanıma”nın da içinde olduğu ilk albüm “Beni Affet”ten bir başka “hit”, “Müptelayım Sana” ile kapanıyor. Tam 14 şarkı boyunca, bugünün popüler sesleri eşliğinde tadına doyulmaz bir ‘90’lar yolculuğuna çıkıyoruz.
Zira seçilen şarkıların biri (2006 tarihli “Ağlat Beni”) hariç tamamı Kolçak’ın 1990-2000 yılları arası döneminden şarkılar. İlk dört albümün yanı sıra Bendeniz – Harun Kolçak ortak teklisinden “Elimde Değil” ile Aşkın Nur Yengi’nin ilk albümünde yer alan ve Harun Kolçak’ın ilk albümünden bir yıl kadar önce yayımlanan “Bile Bile” de var bu albümde. Birer Harun Kolçak bestesi olan “Deli Et Beni” ve “Korkuyorum” ilk olarak Emel tarafından seslendirilmişti. “Deli Et Beni”yi yakın zamanda “rock” versiyonuyla ilk kez kendisi de seslendirmişti Harun. “Korkuyorum”u ise 1995 çıkışlı albümünde söylemişti.
Bir kere şarkılar çok iyi seçilmiş, şarkı ve şarkıcı eşleşmeleri çok doğru yapılmış ki bu tür albümlerde en büyük handikap budur biliyorsunuz. Gökhan Türkmen, Yaşar, Tuğba Yurt ve Gülçin Ergül düetleri benim albümdeki favorilerim oldu. Bedük’ün farklı düzenlemesi, İrem Derici’nin “Gir Kanıma”ya kattığı ekstra enerji, Tan’ın alaturka nağmelerle süslediği “Gitme Seviyorum”un bu hali de albümün güzel renkleri arasında. Keşke Aşkın Nur Yengi ve Harun Kolçak’ı zaten yıllardır bildiğimiz ve dinlediğimiz bir düetle değil de başka bir şarkı ile dinleseydik diye düşünmedim değil. Ama bu düet bu şekilde bir klasik oldu, ona da kabul.
Harun Kolçak’ın yıllardır birçok albümünde birlikte çalıştığı İskender Paydaş, şarkıları bugüne güncellerken çok da orijinal akışlarının dışına çıkmamış. Umut Kuzey düetiyle “rock” tınılar kazanmış “Müptelayım Sana” ve Bedük’ün kendi düzenlediği “Sensiz Olmam” dışında şarkıların orijinal hallerini bilen ve sevenler için şaşırtıcı bir sürpriz yok bu albümde ki bence bu doz da gayet yerinde olmuş.
Müziğin müzik, şarkı sözünün sözün şarkı sözü olduğu zamanlara ait şarkılar bunlar. İçi dolu şarkılar yani. Bu aralar çok ama çok ihtiyaç duyduğumuz türden. Albümün gördüğü ilgi en çok da bununla kaim olsa gerek. Hem bir şarkıcı hem de bir besteci olarak Harun Kolçak’ın ne kadar kıymetli olduğunu da bir kez daha hatırlatıyor bize. Umarım bunun arkası yeni şarkılarla dolu yeni albümlerle gelir.
(14 Ağustos 2016 tarihinde www.hayatmuzik.com 'da yayımlanmıştır.)
Bir neslin ortak hafızasına silinmez bir biçimde yer etmiş “güç bende artık” sloganını (Bknz: He-Man çizgi film serisi) bir şarkıya dönüştürmek ancak Alper Narman ve Onur Özdemir’in aklına gelirdi herhalde. Pop müziğin tam da istediği gibi, popüler kültüre bugün veya geçmişte yer etmiş ikonik her türlü imgeyi, edimi, figürü alabildiğine kıvrak bir dille şarkıya dönüştürme konusunda çok ustalar, doğruya doğru. Bu formülle yaptıkları her şarkı tutmamış olsa da, formülün doğruluğu tartışma götürmez.
Alper Narman ve Onur Özdemir imzalı “Güç Bende Artık”, popun genç isimlerinden Tuğba Yurt tarafından seslendirildi ve tekli geçtiğimiz günlerde DMC etiketiyle yayımlandı. Şarkının düzenlemesi ise Osman Çetin tarafından yapılmış.
Aslına bakarsanız basbayağı arabesk bir şarkı bu. Ancak düzenleme kadar Tuğba Yurt’un çapaksız ses rengi ve şarkı söyleme biçimi şarkıyı pop sularında rahat rahat yüzdürüyor. Popa arabesk sos katılacaksa illa, bu biçimde katılabilir işte pekala.
(12 Ocak 2016 tarihinde www.hayatmuzik.com 'da yayımlanmıştır.) Tuğba Yurt müzik piyasasının yeni nesil kadın şarkıcıları arasında sesi ve şarkı söyleme tekniği ile averaj kazanan isimlerden biri. Bu ses aralığında, rahatsız edici ya da duygusuz olmadan, doğru vurgu ve baskılarla şarkı söyleyebilmesi, bununla birlikte karakteristik bir sese sahip oluşu büyük avantaj.
Tuğba Yurt stilini arıyor. Bugüne dek yaptıklarını arka arkaya koyunca görünen o. Bence bu defa bulmuş. Geçtiğimiz günlerde DMC etiketiyle yayımlanan yeni teklisi “Aklımda Sorular Var”, bu kalibrede bir şarkıcı için biçilmiş kaftan çünkü. Sözü, müziği ve düzenlemesi gayet iyi bir pop şarkısı bu ve Tuğba Yurt’un gerçek performansını gösterebilmesine de imkân sunmuş. Sözler Osman Hekimoğlu, müzik ve düzenleme ise Ender Çabuker’e ait. Çabuker’in bu bestesi, rahatlıkla o çok şahane “Es”in yanına konulabilir, uzun vadede kalıcı olabilir.
Teklide şarkının bir de Cem İyibardakçı düzenlemesi var. Alaturka enstrümanların da kullanıldığı bu versiyon da şarkıyı sevenler için farklı bir alternatif olabilir ama benim tercihim orijinal versiyondan yana.
Müzik piyasası büyük bir yüzdeyle dijital teklilere doğru yönelirken, toplama albümler en azından dijital teklileri CD üzerinde bir araya getirmesi açısından işe yarıyor. Yoksa toplama albüm mantığı, müzik “gurmelerinin” pek de tercih ettiği bir şey değil. Çünkü albümü yayımlayan firmanın kendi katalogundan, belki birkaç başka firmanın da desteğiyle bir araya getirdiği şarkılardan oluşan toplama albümler, genellikle bir müzikal beğeni bütünlüğü taşımaktan uzak oluyor.
Tuğba Yurt son dönemde tanış olduğumuz yeni isimler arasında “iyi bir şarkıcı” olarak anılmaya aday birkaç isimden biri. Elbette henüz yolun çok başında ve henüz adımlarını stratejik hesaplarla değil, deneme yanılma usulüyle atıyor. Öyle olmasaydı, tam da ‘90’ların Aşkın Nur Yengi – Sertab Erener çizgisinden yürüyecek gibi bir izlenim bırakmışken “Aşk Sanmışız” gibi bir şarkıyla karşımıza çıkmazdı.
Söz ve müziği Gökhan Özen’e ait bir şarkı “Aşk Sanmışız”. 2014 Eylül ayında 3 Adım Müzik etiketiyle tekli formatında yayımlanan şarkının düzenlemesini de Gökhan Özen yapmış. Yüksek tempolu, “techno”-arabesk bir şarkı bu. Hani son dönemlerde en çok Erdem Kınay albümlerinden aşina olduğumuz, kulüplerde, plajlarda filan çalarken kolaylıkla eşlik edilebilecek, bir yandan ritmine uyup çılgınca dans ederken, bir yandan da sözleri ve melodisiyle hüzünlerden hüzün beğenilebilecek türden bir şarkı. Basit bir melodi, akılda kalıcı tekrarlar, kafaya kafaya vuran bir ritim. Yani çok vasat, çok gelip geçici, uçucu, kolay ve ucuz bir “hit”.
Evet buna da ihtiyaç var. Özellikle de adını duyurmak kaygısında bir şarkıcı için dinleyiciye böyle oltalar atmak, sektörün içinde bulunduğu şartlarda bazen kaçınılmaz da olabiliyor. Ama bence Tuğba Yurt çok daha iyi şarkılara sesini verebilecek bir şarkıcı. Çizgisi bu olmamalı.
Tuğba Yurt ismi bu aralar Doğukan Manço ile birlikte yaptığı “Sakin Ol”la anılıyor ama 2013 yılının Aralık ayında piyasaya sürülen bir de albümü var ki, onu da es geçmemek lazım.
Konservatuarda batı müziği eğitimi alan Tuğba Yurt, sekiz yıl kadar süren sahne deneyimi sonrasında “Aşk’a Emanet” adı verilmiş ilk albümünü yayımlamış. Beş şarkıdan oluşan albüm, 3 Adım Müzik etiketiyle raflarda yerini almıştı.
Öncelikle şunu söylemem lazım ki, son dönemde dinlediğim yeni şarkıcılar arasında en dikkat çekicilerden biri Tuğba Yurt. Sadece ses rengi ile değil, şarkı söyleme biçimi ve tekniği açısından da fark edilir bir biçimde iyi. Vurguları, hece baskıları genellikle doğru, hem tekniği hem de duygusu sağlam bir şarkıcı. Eğer onunla ‘90’larda tanışmış olsaydık, pop kulvarındaki yeri rahatlıkla Aşkın Nur Yengi’nin yanı olabilirmiş. Zaten bunun kendisi de bilincinde olsa gerek ki, albümdeki şarkılar o minvalde. Hatta bir de ‘90’lı yıllar “cover”ı var: İlk kez 1999 yılında Asya’nın seslendirdiği Suat Suna şarkısı “Pişmanım”. Şarkıyı 2000 yılında Suat Suna da kendi albümünde seslendirmişti. Tuğba Yurt için yapılan bu yeni düzenleme de, Yurt’un yorumu da şarkının eski versiyonlarının altında kalmıyor kesinlikle.
Albümdeki bir diğer “cover” ise Bendeniz’in 2005 yılında seslendirdiği “Boşver”. Ancak “Pişmanım” için söylediklerimi bu “cover” için söyleyemeyeceğim. Bendeniz’in albümündeki eğlenceli düzenlemenin yerini bu yeni versiyonda kupkuru bir dans düzenlemesi almış çünkü. Burak Yeter imzalı bu düzenleme şarkıya yeni hiçbir şey katmamış. Tuğba Yurt ise şarkıyı seslendirirken Bendeniz’in bir hayli etkisinde kalmış gibi gözüküyor.
Albümün ilk klip şarkısı olarak seçilen ve Aytaç Özgümüş ve Levent Sevinç tarafından ortak yazılıp, Gökhan Varol tarafından düzenlenen “Ağır Yaralı”, Aşkın Nur Yengi’nin Sezen Aksu sonrası dönemlerindeki herhangi bir albümünden çıkıp gelmiş gibi.
Sözleri Levent Sevinç, müziği Aytaç Özgümüş imzası taşıyan “Dilek” ise Bendeniz şarkılarını sevenlerin kolayca bağrına basacağı bir şarkı. Albümün açılışında yer alan ve Adnan Fırat tarafından yazılan “Belki” ise bence albümün en iyisi. Nitekim albümde Tuğba Yurt’un şarkıcı olarak kendini daha rahat gösterebildiği ve dahi en çok kendi gibi olabildiği şarkı da bu…
Şık bir kapak kompozisyonu içerisinde satışa sunulan albüm, Tuğba Yurt’u bize tanıtmak konusunda üzerine düşeni yapıyor, ancak bir anda şöhretin kapılarını açacak parlak bir “hit” de barındırmıyor. Sanırım Yurt’un öncelikli olarak böyle bir şarkıya ihtiyacı var. Sonrası kendiliğinden gelecek gibi görünüyor.
Oğul Mançolarla birkaç kez aynı ortamda bulunmuşluğumuz olsa da oturup konuşmuşluğumuz yok idi. Geçtiğimiz aylarda, Galatasaray Lisesinde bir Barış Manço panelinde Batıkan Manço, Nejat Çetinok ve ben konuşmacı idik. Yine oturup sohbet etmiş olmasak da panel boyunca babasından bahsederken epeyce de heyecanlı görünen Batıkan’ı sanki bizim evde doğup büyümüş gibi, sanki kardeşim ya da çocuğummuş gibi tanıdığımı, sevdiğimi hissettim bir kez daha. Keza aynı duygularım Doğukan için de geçerliydi. Gözlerimle görmemiş olsam da onların doğumunu, bebekliklerini, çocuklarını biliyordum. Onlar Barış Abi diye hitap ettiğimiz, şarkılarıyla büyüdüğümüz, çok sevdiğimiz bir adamın çocuklarıydı çünkü. Aileden birileriydi.
Bu kadar sevilmiş, başarı kazanmış, Türk popüler kültür tarihine imzasını atmış bir adamın çocuğu olmak neresinden baksanız “ağır” bir miras yükler insanın omuzuna ki Manço kardeşlerin babalarının ölümünden sonra yaşadıkları bu ağır mirasın da fazlasıydı biliyorsunuz. Şimdi her ikisi de bir şeyler yaparak soyadlarından ziyade isimleriyle var olma çabası veriyorlar ve işleri hiç de kolay değil.
Radyoculukla işe başlayıp daha sonra “dj”liğe yönelen Doğukan Manço’nun ilk teklisi “Binlik Demlik” 2012 yılında yayımlanmıştı. O teklide “Barış Manço’nun “Nick The Chopper” adlı şarkısının temasını babasının ham stüdyo kayıtlarındaki sesini kullanarak yeniden “mix”lemişti Doğukan Manço. Bu defa ise Sertab Erener’in 1992 çıkışlı ilk albümüne adını veren şarkıyı, “Sakin Ol”u yeni düzenlemesi ve Tuğba Yurt’un sesi ile dinleyici karşısına çıkarıyor.
Sözleri Sezen Aksu, bestesi Sezen Aksu ve Uzay Heparı imzası taşıyan “Sakin Ol”, 2008 yılında yayımlanan Uzay Heparı’ya saygı albümü “Sonsuza”da Gülşen tarafından yeniden seslendirilmişti. Emre Müzik etiketiyle dijital platformlarda satışa sunulan bu yeni teklide ise şarkının “Radio Mix”, “Extended Mix” ve “Club Mix” başlıkları ile üç farklı versiyonu yer alıyor.
“Binlik Demlik”de henüz yolun çok başında olduğunu hissettiren Doğukan Manço, bu defa elindeki malzemeyi iyi kullanmış ve bu hem söz hem de melodi açısından hâlâ etkili olabilecek bu ‘90’lar şarkısını bugünün “sound” anlayışına doğru bir biçimde uydurmuş. Üstelik enteresan bir biçimde, bir Barış Manço şarkısı gibi tınlıyor bu çok nevi şahsına münhasır Sezen şarkısı. (Söz konusu “remix”ler ne derece şahanedir, ne derece değildir tartışmasını “dj”lere bırakıyorum zira o kulvarda hemen hiç kimse bir diğerinin yaptığını beğenmiyor.) Son dönemde tanış olduğumuz dikkat çekici genç seslerden biri olan Tuğba Yurt ise üstüne düşeni hakkıyla yapıyor ve Sertab’ı da Gülşen’i de aratmıyor.
Bir “featuring” başlıklı tekli klasiği olarak yine iki ayrı zamanda çekilmiş fotoğrafın bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş, ancak bereket ki bir parça grafik tasarım yapılmış kapak tasarımı ile satışa sunulan tekli, damgasını vurmasa da yaza hareket katacaklardan biri olmaya aday.
Yavuz Hakan Tok Müzik Yazarı / Eleştirmen / Arşivci
2001 yılında Bir Zamanlar adlı internet sitesinde müzik yazıları yazmaya başladı. Yanı sıra yazıları, Zip İstanbul, Koara, İkinci Kanal, Caretta, Mezun Life, Popüler Tarih dergilerinde, Bugün gazetesi ve Milliyet gazetesinde yayımlandı.