Yorulmak, pes etmek nedir bilmez azmini, çalışkanlığını ve işine
titizliğini onu tanıyanlar iyi bilir. Artık albüm / şarkı kaydetmenin bir hayli
zor olduğu bu dönemde “Ben de bir şey yapayım da ne olursa olsun,” diye değil, “Bana
ne yakışır?” diye uğraşan, soran, araştıran, içine sineni bulana kadar aramaya
devam eden kaç kişi kaldı ki? Kendi şarkılarını yazmayanların işi daha zor ama
Nazan Şoray zorun üstesinden gelmeyi biliyor. Kendine ait bir kulvarı var o
kulvarda her defasında eli yüzü düzgün işlerle çıkıyor karşımıza.
Nazan Şoray’ın yeni teklisi “İçimde Fırtınalar” geçtiğimiz
günlerde piyasaya çıktı. Sözleri Burçin Birben tarafından yazılmış şarkının
bestesi Aytaç Veliyeva’ya ait. Düzenleme ise Emirhan Cengiz tarafından
yapılmış.
Şarkıyı eski stil bir düzenlemeyle hayal ettiğinizde
herhangi bir Yeşilçam filminde duyabilirmişsiniz gibi geliyor. Öylesine sıcak
bir melodisi ve sözleri var. Ancak düzenleme tamamen 2000’lerin ritim
anlayışını esas almış. Yani Yeşilçam tadında bir dans şarkısı çıkmış ortaya.
Bu
şarkıyı duyunca kendisi söylemediği için kıskanacak birden fazla şarkıcıyı
tahmin edebiliyorum. Çünkü bu türün içinden böylesi iyi şarkı kolay çıkmıyor
artık.
(20 Mayıs 2016 tarihinde www.hayatmuzik.com 'da yayımlanmıştır.)
Sadece şöhretinin, popülerliğinin, soyadının arkasına sığınmamış, yaptığı işi başından bu yana çok ciddiye alarak müziğe çok emek harcamış bir yıldız Nazan Şoray. Gazino dünyasının kendine has kuralları içinde yetişip sonra ‘90’lar müziğinin bambaşka düzenine ayak uydurmak, oradan 2010’lu yıllara uzanıp kendini güncelleyebilmek, güne ayak uydurabilmek de başka türlü olacak şey değil. İşte yine yepyeni bir şarkı, güncel bir “sound” ile pırıl pırıl bir Nazan Şoray var karşımızda. Şoray’ın yeni teklisi “Steril Sevda”, geçtiğimiz günlerde Avrupa Müzik etiketiyle yayımlandı.
Teklide söz ve müziği Selahattin Erhan’a ait “Steril Sevda” adlı şarkının iki farklı versiyonu var. İkinci versiyonda Nazan Şoray’a Yunan pop yıldızı Stergios eşlik ediyor ve şarkıyı Türkçe-Yunanca bir düet olarak dinliyoruz. İlk versiyonda ise Nazan Şoray şarkıyı solo olarak seslendiriyor. Düzenlemeler Erdem Kınay tarafından yapılmış. (Şarkılarda duymaya pek de alışık olmadığımız “steril” kelimesinin şarkının içindeki anlamının yanı sıra şarkının bestecisi ve söz yazarı Selahattin Erhan’ın doktor olmasından kaynaklı saklı bir esprisi de var bu arada.)
Tam da yaz üzeri kulüplerin, plajların, radyoların “playlist”lerine rahatlıkla girebilecek, hareketli ritmi ve eğlenceli melodisi, gelip geçici, gündelik aşklara inat “steril sevda” arayanların diline slogan olacak sözleriyle bu şarkı Nazan Şoray’ın kendine has ses rengiyle de kulaklara yer edecek gibi görünüyor. Teklinin kapağından şarkının klibine dek her zamanki titizliğinin izlerini taşıyan bu yeni çalışmasıyla Nazan Şoray, yine nokta atışı yapıyor.
Çocuk yaşlarda yaptığı ilk 45’lik plağını bir kenara koyarsak, Nazan Şoray 1976’da “Seninle Doğmak/Yalnızlık”, 1978’de “Sana Merhaba Dedim/Pişman Olsan da” ve 1980’de “Hal Hal/İyi Diyelim İyi Olalım” 45’likleriyle 70’leri 80’lere bağlarken sinema oyunculuğunun yanı sıra şarkıcı olarak da kendini kabul ettirmiş ve 80’li yıllar boyunca da gazino dünyasının en popüler solistlerinden biri olarak adını neonlara yazdırmıştı.
1981-1994 arasında dört de albüm yaptı Nazan Şoray. Sonra bir süre müzik dünyasından uzaklaşır gibi oldu ama 2011 yılında “Mültecin Olayım” adı verilmiş dört şarkılık bir mini albümle, tazelenerek geri döndü. Nazan Şoray’ın bu defa üç şarkı ve iki de farklı versiyonun yer aldığı yeni mini albümü “Olay Bu” ise, geçtiğimiz günlerde Ossi Müzik etiketiyle yayımlandı.
Bilenler bilir; bugün “star” diye bağrımıza bastığımız nice ismi cebinden çıkaracak kadar sahneye yakışan bir şarkıcıdır Nazan Şoray. Bir duruşu, bir bakışı, bir edasıyla kendine hayran bıraktıran, göz kamaştıran, tam tabiriyle sahnede olmak için dünyaya gelmişlerdendir. Ama o, sadece bu Allah vergisi meziyetiyle yetinmemiş, şarkıcı olarak da yapabileceğinin en iyisini yapmak için uğraşmıştır hep. “Hal Hal”, Barış Manço’nun bir başka şarkıcıya verdiği ilk bestesidir mesela ve Nazan Şoray’a nasip olmuştur. Aynı şekilde İlhan İrem’in de başka bir şarkıcıya verdiği ilk iki şarkı Nazan Şoray tarafından seslendirilmiştir. Melih Kibar, Ali Kocatepe, Selami Şahin gibi büyük isimlerle çalışmış olması da cabası… Çok iddialı bir şarkıcı olmamıştır belki ama sesinin sınırları içerisinde söyleyebileceği en doğru şarkıları arayıp bulmuş, doğru isimlerle işbirliği yapmış ve sadece Şoray soyadının bile kredisini kullanma şansı varken, elinden gelenin en iyisini yapmaya gayret etmiştir.
Nitekim bu yeni albüm de Nazan Şoray’ın bu konudaki başarısını bir kez daha gösteriyor. Albüme adını veren ve söz ve müziği Selahattin Erhan’a ait olan “Olay Bu”, Nazan Şoray’ın hem tavrına, hem tarzına, hem de sesine çok yakışmış, çok doğru bir şarkı. Hani insana en karamsar anında bile umut verecek, güç verecek, mutlu, iyimser şarkılardan. Çok sıcak, çok pop, iddiasız ama samimi, dile kolay yerleşen, bir dua, bir kendi kendini telkin ve dahi olumlama gibi de dinlenilebilecek, söylenebilecek bir şarkı. İster Ödül Erdoğan’ın orijinal düzenlemesiyle dinleyin, ister Burak Yeter’in “Remix” ya da Candar Köker’in “Akustik” versiyonlarını. Her üçünde de aynı ferahlığı hissetmek mümkün.
Albümdeki bir diğer şarkı söz ve müziği Volkan Gidiş’e ait olan, düzenlemesi ise Volkan Gidiş ve Cüneyt Yalmaz tarafından ortak yapılan “Yazık”. Dokunaklı melodisi ve Akdeniz ritmiyle “Yazık” da kulağı kolay yakalayan bir şarkı… Üçüncü şarkı “Es Geç Aşk” ise bu defa oryantal ritmiyle kavrıyor dinleyeni. “Es Geç Aşk”ın söz ve müziği Bülent Yetiş’e ait, düzenlemesini ise Cüneyt Yalmaz yapmış. Birbirinden farklı gibi görünse de, uyumlu melodik yapıları ve düzenlemeleriyle yan yana çok doğru durmuş bu üç şarkı, Nazan Şoray’ın kendine has sesinde samimiyet ve içtenlikle buluşmuş.
Hep söylerim, yine söyleyeceğim. Söz konusu pop müzikse, yedi oktav sesiniz de olsa tek başına bir şey ifade etmez. En önemlisi söylediğiniz şarkıları nasıl taşıdığınız, kendinize ne kadar yakıştırdığınızdır ve bu iş bir bütündür. Giydiğiniz kostümden, yüzünüzdeki mimiğe, şarkı söylerken sesinizle kelimelere dokunuşunuzdan, dinleyiciye hissettirdiğiniz duyguya kadar. Bu albüm bu tezi bir kez daha doğruluyor.
Güneş Kazdal tarafından çekilmiş fotoğraflar ve Onur Ulutaş imzalı kartonet tasarımının da albümdeki şarkıların enerjisini çok doğru yansıttığını söylemeden geçmeyeyim.
Yavuz Hakan Tok Müzik Yazarı / Eleştirmen / Arşivci
2001 yılında Bir Zamanlar adlı internet sitesinde müzik yazıları yazmaya başladı. Yanı sıra yazıları, Zip İstanbul, Koara, İkinci Kanal, Caretta, Mezun Life, Popüler Tarih dergilerinde, Bugün gazetesi ve Milliyet gazetesinde yayımlandı.