(Blue Jean dergisi Şubat 2016 sayısında yayımlanmıştır.)
Konçlu Converse ayakkabılarımın beyaz bağcıklarını söküp,
yerine o sıralar her köşe başında satılmakta olan fosforlu bağcıklardan
almıştım. Studio 54’de “Brother Louie” çalarken piste çıkıp dans edeceksem, turuncu
fosforlarım cayır cayır göstermeliydi kendini. Kollarını dirseğime kadar
sıvadığım ceketimin vatkaları omuzlarımı olduğundan geniş gösterir, yüksek
belli ve pilili kot pantolonumun içine soktuğum Shetland kazağım pembe yeşil
desenleri ile göz alırdı. Ray-Ban güneş gözlüğümse kenarı kıvrılarak pantolonumun
üzerine doğru sarkıtılmış örme kemerime takılı kutusunda durur, havama hava
katardı o esnada. Kelebek tokalı tunikli, taytlı, tozluklu kızlar Flashdance
figürleri yaparken karşımda, ben kâh Tolga Savacı sanırdım kendim, kâh Patrick
Swayze.