O Ses Türkiye 2018 birincisi Lütfiye Özipek, geçtiğimiz
günlerde Zoom Müzik etiketiyle yayımlanan ilk teklisiyle Türkiye’deki
profesyonel müzik pazarına ilk adımını attı.
Lütfiye yarışma sürecinde çok sevilmiş ve özellikle de memleketi
Kıbrıs’tan büyük destek görmüştü. Böylesi yarışmaların yıllardır şaşmayan kuralını
da Lütfiye bozmuş ve O Ses Türkiye ilk kez bir kadın birinci çıkarmıştı.
Kıbrıs’ta doğan ve müzik eğitimini de orada alan Lütfiye Özipek,
bir dönem de İngiltere’de pop müzik ve söz yazarlığı üzerine eğitim görmüş. Tırnaklı
ve yırtıcı bir sesi var (ki bayılırım öyle seslere) ve aldığı caz eğitiminin de
etkisiyle olsa gerek sesini iyi kullanıyor. Üstüne üstlük Mabel Matiz, Kalben,
Ufuk Beydemir gibi isimleri müzik dünyasına kazandıran Ekin Akıncı’nın
kanatları altında çıktı yolculuğuna. Haliyle yakın gelecekte adını sık sık duymamız
kuvvetle muhtemel.
Lütfie Özipek'in ilk teklisi “Bir Bilene Sor”, söz ve müziği Fatih Ahıskalı’ya
ait bir şarkı. Düzenleme ise Toga Görsev tarafından yapılmış. Bildiğim kadarıyla
Lütfiye Özipek’in kendi yazdığı şarkılar da var ama çıkış için bu şarkı tercih
edilmiş. Ne var ki şarkının bir kusuru var; nakarat melodisi Sezen Aksu’nun söylediği
Attila Özdemiroğlu bestesi “Yeter”in nakaratının bir hayli yakınından geçiyor. İşi
notaya dökersek benzerlik ne kadardır ne kadar değildir, orasını bilemem ama şahsen
dinlerken benim tadımı kaçıracak kadar kulağıma çalındı.
Lütfiye Özipek zaten yarışmanın getirdiği tanınırlık ve
edinilmiş hayran kitlesiyle işe bir sıfır önde başladı. Haliyle daha ağır ve
emin adımlarla ilerleyebilme şansı var. Bu şarkı da bu işe yarar kuşkusuz. Ancak
asıl çıkışını sesinin kendine haslığını müziğinde de hissettirebildiği noktada
yapmaya başlayacağını düşünüyorum.
(28 Temmuz 2017 tarihinde Milliyet Sanat dergisi internet sitesinde yayımlanmıştır.)
‘60’lı, ‘70’li yılların kayıtlarını neden çok seviyoruz hâlâ? Şarkılardan bahsetmiyorum, zira nostalji yapmak değil maksadım. O dönem teknolojilerinin mecbur kıldığı kayıt yöntemlerinden bahsediyorum. Dört, daha sonra sekiz kanallı stüdyolarda tüm enstrümanistlerin ve şarkıcının birlikte kayda girip şarkıları sahnedeymişçesine başından sonuna dek bir defada çaldığı kayıtlardan. Metronomun asla tutmadığı, zaman zaman hataların yapıldığı, ses dengelerinin (özellikle ilk dönemde) bir inip bir çıktığı o kayıtlar o halleriyle güzel geliyor şimdi kulağımıza. Bu zamanın kayıtlarında bu kusurları bulmak mümkün değil. Hatta şarkıcılar detone bile olmuyor artık. Her şey motomot çünkü. Öyle ki şarkının bir yarısını çalmak, söylemek yeterli; kalanı “kopyala yapıştır”la tamamlanıyor nasılsa.
Önceleri özellikle stüdyoda ter döken müzisyen ve teknisyenlere şahane gelen bu teknolojinin müziği giderek mekanik bir hale getirdiğini herkes kabul ediyor artık. Hatta dinleyici bile aydı duruma. Son yıllarda hem müzik televizyonlarında hem de internet medyasında akustik ve canlı kayıtların, programların izleyici, dinleyici tarafından çokça rağbet görmesi boşuna değil.
Yakın dönem pop müzik geçmişimizde tamamen canlı kaydedilmiş çok az albüm var. Bir elin parmaklarını geçmez belki de. İşte onlara bir yenisi eklendi geçtiğimiz günlerde. Erkan Güleryüz, tamamen canlı kaydedilmiş yeni albümü “Organik”i Mart 2017 itibariyle SN Müzik etiketiyle piyasaya sürdü.
Albümün fikri Erkan Güleryüz’ün Sezen Aksu’nun evinde onunla yaptığı bir sohbette söyledikleriyle oluşmuş aslında. “Seni üzen, kıran her şeyi yok say,” demiş mealen Sezen Aksu. “Bildiğin yolda devam et.” Bu öğüt Güleryüz’ü istediği gibi müzik yapma fikrine kadar götürmüş ve Fatih Ahıskalı ile birlikte kolları sıvamış. Oluşturduğu repertuarda yer alan şarkıları albümün müzik direktörlüğünü de yapan Ahıskalı ile birlikte düzenlemiş Erkan Güleryüz ve sonra müzisyen dostlarını çağırıp stüdyoya girmişler. Kayıtlar bittikten sonra dinlediklerinde duydukları bazı kusurları da o doğallığı bozmamak için bilerek düzeltmemişler.
Albümde Erkan Güleryüz’ün eski ve yeni şarkılarının yanı sıra daha önce başkaları tarafından seslendirilmiş şarkılar da var. Şarkıların birçoğunda bir şekilde Sezen Aksu’nun imzası var. İlk kez Sertab’ın seslendirdiği “Gel Barışalım Artık”, ilk kez Günce tarafından seslendirilen “Nezaket” ve daha önce Mustafa Ceceli’nin sesinden dinlediğimiz “Kendimce”, Erkan Güleryüz’ün önceki albümlerinde yer almış “Gül Bakalım”, “Esmer”, “Beni Yollara Yazmışlar”, “Aşk Dansı”, “Yegâne” bu kez akustik kayıtlarla çıkıyor karşımıza. Albümün açılışını yapan enstrümantal beste Erkan Güleryüz’e ait. Hemen ardından gelen “Gitme” ise sözleri Erkan Güleryüz ve Sezen Aksu, bestesi Selim Hiçyılmaz imzası taşıyan bir şarkı. “Şi’ra Yıldızı”, “Hoş Geldin” ve “Aramızda Kalsın” ise söz ve müziği Güleryüz’e ait şarkılar.
Şarkı kayıtları esnasında aynı zamanda video kayıtları da alınmış ve böylece her şarkıya doğal olarak klip de çekilmiş ki bu klipleri Erkan Güleryüz’ün YouTube hesabından izleyebilmek mümkün.
‘60 ve ‘70’lerin ilkelliğinde değil belki ama sıcaklığında, tertemiz kayıtlar, ses telleriyle ilgili yaşadığı problem yer yer hissedilmesine rağmen tekniği ve duygusu sağlam bir biçimde şarkı söyleyen Erkan Güleryüz. Medyada çok göz önünde olmasa da yıllardır aralıksız sahneye çıkan Güleryüz, canlı performans konusunda görünen o ki hemen hiç zorlanmamış ve ortaya su gibi akıp giden bir albüm çıkmış. Çok daha kıdemli isimlerden bekleyip de göremediğimiz türden cesur ve bir bakıma da meydan okuyan bir albüm.
Fazla söze ne hacet; “Organik” ismi albümü tek başına özetliyor zaten.
(Milliyet Sanat dergisi Haziran 2016 sayısında yayımlanmıştır.)
“O münferit benimdir, haksız da değilimdir…”
“Cemali sözüyle, hissi celaliyle…”
“Göster hadisene sual ettim, maharetini aşk hayal ettim…”
Hayır, dersimiz Divan şiiri değil; yukarıdaki cümleler de Nedim’den, Nefi’den ya da Nabi’den mısralar değil. Geçtiğimiz günlerde piyasaya çıkan en yeni Sıla albümünün şarkı sözlerinden alıntılar bunlar.
“Yaşlanınca hassas olunur,” dedi o malum şarkının malum cümlesini değiştirerek Ziynet Sali. Daha önce televizyonda da görmüştüm; nicedir böyle söylüyor. Orijinali “yaşlanınca hasta olunur”, biliyorsunuz. Vallahi ben ikisini de oldum. Yani hem hasta hem de hassas. Yaşlandığımı kabul etmeliyim galiba bu durumda.
Yavuz Hakan Tok Müzik Yazarı / Eleştirmen / Arşivci
2001 yılında Bir Zamanlar adlı internet sitesinde müzik yazıları yazmaya başladı. Yanı sıra yazıları, Zip İstanbul, Koara, İkinci Kanal, Caretta, Mezun Life, Popüler Tarih dergilerinde, Bugün gazetesi ve Milliyet gazetesinde yayımlandı.