‘80’li yıllarda tek kanaldan yayın yapan siyah beyaz
televizyonlarımızda az buz müzikal film izlemedik. İncir çekirdeğini
doldurmayacak konuları, durup dururken şarkı söylemeye ve dans etmeye başlayan
oyuncuları, neşeli şarkılarıyla o şahane müzikal filmler… Müzikallere tutkuyla
bağlanmış bir kuşak varsa bu ülkede, bilin ki televizyon sayesindedir. Zira ne
Braodway prodüksiyonlarının Türkiye’ye gelebilmesi ihtimali mümkündü o yıllarda
ne de Türkiye’de kısıtlı imkanlarla sahneye konulan yerli ve yabancı
müzikallerin Broadway ihtişamını yakalaması. İyisiyle kötüsüyle yapılanları da
sevdik, bağrımıza bastık, o ayrı. Ama yurt dışına gidip yerinde izlemek gibi
bir lükse sahip değilseniz, müzikalin hasını izlemek ancak filmler sayesinde
mümkün oldu memlekette.
(Milliyet Sanat dergisi Ocak 2018 sayısında yayımlanmıştır.) “Adım Muazzez Abacı. En büyük idealim babam Oktay Altınok
adına düzenlenen Altıok Kupası boks maçlarında büyük bir konser verebilmektir.”
Dönemin en önemli müzik dergisi Hey, 12 Temmuz 1972 tarihli
sayısında “Boksör Babanın Şarkıcı Kızı” başlığıyla yaptığı haberin ilk
satırlarında o günlerde radyo ve televizyon programları sayesinde dikkatleri
üzerine çekmiş Muazzez Abacı’yı kendi ağzından bu cümlelerle tanıtmaktadır
okuyucularına.
(15 Nisan 2016 tarihinde www.hayatmuzik.com 'da yayımlanmıştır.)
Bizde adettendir, biz müzik grubunun içinden birisi, özellikle de solist solo bir işte boy gösterirse ezkaza, o grubun dağıldığına dair söylentilerin, dedikoduların ardı arkası kesilmez. Bin yıllık Mazhar Fuat Özkan için bile yıllardır söylenir mesela. Haliyle Ferman Akgül’ün solo şarkısı gündeme düşünce, Manga’nın dağılıp dağılmadığı sorusu da düştü akıllara hemen. Dağılmamış. Ferman açıkladı bunu. Kaldı ki bir grubu oluşturan elemanların birlikte yarattığı ruhun, müziğin dışında, daha farklı, belki daha özgür işler yapmaya niyet etmesi kadar doğal bir şey olamaz. Ferman da öyle yapmış.
Ferman Akgül’ün ilk solo teklisi “İstemem Söz Sevmeni”, geçtiğimiz günlerde 06 Records ve EMI Müzik ortaklığıyla yayımlandı. Teklide bestesi Yunan müzisyen Sabanis Giorgos’a ait, orijinali Yunanca bir şarkıyı, kendi yazdığı Türkçe sözlerle seslendiriyor Ferman. Seslendirirken de Türkiye’deki en önemli buzuki ustalarından “Buzuki” lakaplı Orhan Osman da ona eşlik ediyor (ve hatta Buzuki Orhan ilk kez bir klip için kamera karşısına geçmiş bu şarkı vesilesiyle.)
Yunan popüler müziği ne çare ki bizden fersah fersah ötede. Hem sektör olma ve dünyaya açılma anlamında böyle bu, hem de müzikal açıdan. Bizim sade suya tirit popüler şarkı formlarımız, düzenlemelerimize karşılık onların popüler şarkılarında olağanüstü bir melodi zenginliği, deveye hendek anlatan müzikal yapılar, kulak dolduran düzenlemeler ve icralar var. Evet, durum böylesi bir genelleme yapılabilecek kadar açık ve net. Bununla birlikte her iki ülkenin müzik beğenisi, ritim ve melodi anlayışında ortak payda çok fazla bu nedenle de birbirimizden şarkı alışverişimiz yıllar yılı hiç bitmedi. İşte bu şarkı da o alışveriş listesine dâhil edileceklerden.
Ferman belli ki ilk solo çalışmasında işi şansa bırakmak istememiş ve kolaycı bir formülü uygulamış: Alttan alta “rock” tınısını da hissettiren bir Yunan şarkısını adapte etmek. Şarkı hakikaten çok güzel, çok etkileyici. Ferman’ın yazdığı Türkçe sözler de öyle. Buna karşın şarkının orijinal halini dinlerseniz (Keti Garbi’den “Anemodarmena”) o cayır cayır gitarları bulamayacaksınız Türkçe versiyonda. Yani Ferman şarkıyı yumuşatmayı tercih etmiş, nedendir bilinmez.
Ferman Akgül iyi bir solist olduğu kadar iyi bir de şarkı yazarı. Dolayısıyla solo çalışmalarını kendi şarkılarıyla da devam ettirmesi ihtimal dâhilinde. İlk olarak bu şarkıyı seçmesi, Manga formundan uzak bir iş yapması açısından doğru belki ama kendi açısından “farklı” bu işin, müzikal anlamda çok da farklı bir yerde durduğunu söylemek mümkün değil. Gripin ya da Emre Aydın da söyleyebilirdi bu şarkıyı pekala; onu kast ediyorum.
Yavuz Hakan Tok Müzik Yazarı / Eleştirmen / Arşivci
2001 yılında Bir Zamanlar adlı internet sitesinde müzik yazıları yazmaya başladı. Yanı sıra yazıları, Zip İstanbul, Koara, İkinci Kanal, Caretta, Mezun Life, Popüler Tarih dergilerinde, Bugün gazetesi ve Milliyet gazetesinde yayımlandı.